tag:blogger.com,1999:blog-8015791009494507102024-03-05T23:06:15.944+03:00Enis Diker - KaralamalarEnis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.comBlogger483125tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-42091364488408518002023-12-01T00:26:00.001+03:002023-12-01T00:26:18.152+03:00<p> Deneme</p>Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-46304787526352608592021-07-15T15:17:00.001+03:002021-07-15T15:19:23.198+03:0047<p> </p><p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14pt; line-height: 115%;"> Başkasının
ateşine odun taşıma...<o:p></o:p></span></p>Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-35781607379316028752021-07-10T15:39:00.008+03:002021-07-15T15:17:28.559+03:0046<p> </p><p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 14pt; line-height: 115%;">Ancak neşe birbirinden kopuk, dağınık bir hâlde
bulunan ahlaki kaygıları bir araya toplayarak insanın yüzünü rıza gayesiyle
Tanrı’ya dönmesini sağlar. Bir neşeyi doğuracak pişmanlık, ümit ve diğerini umursayan tüm inceliklerse ancak
dağınık halde duran ahlaki kaygılardan, sosyallikten doğabilir(?)<o:p></o:p></span></p>Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-76168451223612647202020-11-02T18:57:00.010+03:002020-11-03T11:50:31.485+03:0045<p> 39 a ek.</p><p>Hz. Ali kıssasında, Mevlâna'nın rıza arayışını eylemin gayesi olarak anması onu bir(nevi) koşulsuz buyruk haline getirir. Rıza gündelik hayatın içinde bir duygu ile var olur. Rıza arayışının bitimsiz bir ilişki haline dönmesinde korku bizi nihayetinde (cezadan kurtulma ile) bir faydaya yöneltecektir. Etiğin gerekçelemesinde( /hakikat arayışında) faydanın dışına aşk ile çıkarız. Aşkın varlığı ise bir beklentiyi ortadan kaldırır. O bir hâlin beklentisiz yaşanması halidir. Korku sadece bu halin kaybedilmesinde olabilir, ama yine de bu bir beklenti değildir.</p>Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-53046025790065021712020-08-21T18:14:00.000+03:002020-08-21T18:15:22.864+03:0044<br />
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%;">Sanırım saliki kendi
hakkında dehşete düşüren en büyük keşif, zalimlikten azade olmadığının farkına
varmasıdır. Muhtemelen bu yüzden parmak ucunda yürür ve gönül almada aceleci
olur. Kendilerini masumiyet zırhıyla korumada sananlar ise bu kapının önünden
bile geçememiştir.<o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-19969057699198574722020-08-06T00:04:00.000+03:002020-08-28T11:06:43.188+03:0043<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 14.0pt;">Mevlana'nın
dili (Farsça yazmış olması), ait olduğu köken (Belh de doğmuş olması)
tartışılabilir, ama kimliği, (eserlerinin) ruhunun Türk, Anadolu, Rumi olması tartışılamaz.
Bir başka lisanla yazmış olmasına ragmen en çok burada sevilmiş, kök salmış,
yaşamıştır. O, (bu topraklarda) <span style="background: white; color: #2e2e2e;">“kendisini sevenlerin şiiri sevdikleri için” şiir söylediğini, Belh' te olsalar şiir yerine başka
şeyler yapmak gerekeceğini eklemiştir. Peki şiirin hitap ettiği bu ruh nasıl
bir şeydir? Bu Türk, Anadolu, Rumi (/Balkan) olan karışımı, şiire, söze düşkün ruhu tarif
etmeye kalksak ne diyebiliriz? Diğerlerinden ayıran nedir?</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-92031912231465374172020-07-19T20:13:00.003+03:002023-09-02T12:49:58.106+03:00..<br />
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"> </span><br />
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"> Elden düşme düşler pazarındayım</span><br />
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"> Sahipsiz tezgahların arasındayım</span><br />
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;">ya da </span><br />
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"> </span><span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman", serif; font-size: 21.3333px;">Elden düşme düşler pazarındayım</span><br />
<span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"><br /></span><span style="background-color: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 21.3333px;"> Sahipsiz tezgahların arasında</span><br />
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-7533214171763833732020-07-12T13:45:00.001+03:002020-10-22T18:06:09.719+03:0042<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16pt; line-height: 107%;">“'Hür olmak' demek, kişinin arzu ve isteğinden
kaynaklanan hiç bir şeye kul-köle olmaması demektir. Bu da ancak sabır ile
mümkündür. Sabır yani insan aklının kötü, yanlış ve çirkin şeylerin verdiği
lezzete karşı, heva ve heveslerine direnmesi.</span></i><span style="background: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16pt; line-height: 107%;"> //-: İbn Miskeveyh, Tehzîb el-ahlâk</span>” twitterdan
alıntı<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #14171a; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16pt; line-height: 107%;">Kişi hür olmayı niye
talep eder? Bir hayatsızlık, dinginlik, seyir için mi? Yoksa hakikatı kavramak
için mi? Nefsin neyi örttüğüne bakalım. “Arzu ve isteğin kölesi” olan, pratikte neyi
gözden kaçırır? Hürlük, özgürlük ancak hayat için, hakikat için talep
edilebilir. Hatta ileri gidip şunu söylemek de mümkün sanırım, tek tek
olayların, olguların hakikatini talep etmeyenin bütünün hakikatine talip olması
pek de olası değildir.<o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-9635710888350084812020-06-15T11:11:00.001+03:002020-06-15T11:13:38.418+03:00..<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="background: white; color: #444444;"><span style="font-size: large;">Denizdeyim<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="background: white; color: #444444;"><span style="font-size: large;">Ama belli ki<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="background: white; color: #444444;"><span style="font-size: large;">Bambaşka bir denizdeyim<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="background: white; color: #444444;"><span style="font-size: large;">Ve zaman, kim bilir kimin
kıymetlisi </span><o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-13738290834377534312020-04-23T16:25:00.002+03:002020-04-23T22:04:29.559+03:0041<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16.0pt;">Neşe neticede bir
estetik tecrübenin tezahürüdür. Renklerin, seslerin bütünlüğünden, ahenginden
duyulan heyecandır. Bir birliği/ahengi sezme, fark etme anı. Estetik tecrübenin bir
anlama olduğundan bahsediyorsak onun bir bilgi olduğundan da söz edebiliriz.
Peki bilgi için Aristo'nun yaptığı meşhur tanımı, “gerekçelendirilmiş doğru İnanç”
tanımı ile birlikte onu nasıl anlamamız mümkün olacaktır. Şimdilik soru
olarak dursun.*<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16.0pt;">İşin soyut olanı
kavrama pratiğini bir kenara bırakırsak, beni şimdilik ilgilendiren kısm insanları eşitliyor oluşu. Güzelliğe karşı uyanmış her ilgi (ki uyanmayan da
vardır), neşeyle birliğe yönelmiş bir heyacandır da. Uzun karmaşık kitabi
bilgiye ulaşma imkanı ya da vakti olmayanı, genetik olarak yeterli olmayanı,
hayat gailesi içinde kaybolmuş olanı bir noktada eşitler. Karmaşık bir melodi
ya da desen karşısında duyulan heyecan ile doğa karşısında duyulan heyecanın
bir farkı kalmaz. Neşe tüm insanları eşitler ve birliğe yönlendirir ve <span style="background: white;">çulha, bakkal, terzi, hallaç, camcı bir olur,
eşitlenir.</span><o:p></o:p></span><br />
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16.0pt;"><span style="background: white;"><br /></span></span>
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16.0pt;"><span style="background: white;">Eski bir soruya tekrar cevap vermeyi deneyeyim "Tasavvuf niçin neşeye, aşka ihtiyaç duyar?". Çünkü o, insanları eşitleme gücüne sahiptir ve bu da herkese yolda olma imkanı tanıyan belki de yegane şey olarak vardır.</span></span><br />
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16.0pt;"><span style="background: white;"><br /></span></span>
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 16.0pt;"><span style="background: white;"><br /></span></span>
<span style="color: #666666; font-family: "times new roman" , serif;"><span style="background-color: white; font-size: 21.3333px;">* Kendime not: Gadamer' in estetik bilinç için yazdıklarına bakılacak.</span></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-5248272638248478702020-04-13T18:08:00.002+03:002020-04-15T10:53:40.277+03:0040<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<span style="color: #666666; font-family: "agaramondpro-regular" , serif; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLRVOKRM3jwpIb0Y6j2Bb11UcSO9nROKlS4D8sNgT47yY2j7rH41MbWUFij2GtnOzSB7tFTe-FF2WcsmztYjflZ5z6_4CVd2tWWVzRTd6AW9604XGFXvthTOo2Zc5oIWzJg9KrpYoqLD1J/s1600/fil.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="608" data-original-width="634" height="306" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLRVOKRM3jwpIb0Y6j2Bb11UcSO9nROKlS4D8sNgT47yY2j7rH41MbWUFij2GtnOzSB7tFTe-FF2WcsmztYjflZ5z6_4CVd2tWWVzRTd6AW9604XGFXvthTOo2Zc5oIWzJg9KrpYoqLD1J/s320/fil.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<span style="color: #666666; font-family: "agaramondpro-regular" , serif; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<span style="color: #666666; font-family: "agaramondpro-regular" , serif; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-autospace: none;">
<span style="color: #666666; font-family: "agaramondpro-regular" , serif; font-size: 14.0pt;">Fili tecrübe etmiş ve onu farklı yerleriyle tutup tanımaya
çalışmış körler kendi tecrübelerini diğerleriyle paylaştığında yeni ve farklı
bir tecrübeyle tanışırlar. Öncelikle farklı tecrübelerin varlığıyla karşılaşırlar ve
farklı tecrübelerin de olabileceğini öğrenirler. Hakikatin farklı ufuklarıyla tanışıp,
kendi ufuklarını genişletirler. Buna ek olarak bir mutlak fikri edinirler. Neticede tecrübe edilen şey aynı ve tek bir şeydir, fildir. Bütün bunları kuran ise birbirleriyle olan diyaloglarıdır.</span><br />
<span style="color: #666666; font-family: "agaramondpro-regular" , serif; font-size: 14.0pt;"><br /></span>
<span style="color: #666666; font-family: , serif;"><span style="font-size: 18.6667px;">(Husserl den ilhamla)</span></span></div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-8738467733686384132020-03-04T17:36:00.001+03:002020-06-19T11:34:54.673+03:0039<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjP_ubrgrw72z6TDZ1WW3GkYBKk30W_D8dwN5wX8ZynzKLYQaioxy8PucxpyR_tLkTRrx6o_tSgSdIa3VGNX-PpQvaHl4gKstMbProo_YNGmXW32kgM2EGDfL_g8np-EUdF2vZzxEYu_Ksp/s1600/tumblr_4d39e2b4a1b4fcccfceae5138b10b91d_9b42423c_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="667" data-original-width="500" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjP_ubrgrw72z6TDZ1WW3GkYBKk30W_D8dwN5wX8ZynzKLYQaioxy8PucxpyR_tLkTRrx6o_tSgSdIa3VGNX-PpQvaHl4gKstMbProo_YNGmXW32kgM2EGDfL_g8np-EUdF2vZzxEYu_Ksp/s400/tumblr_4d39e2b4a1b4fcccfceae5138b10b91d_9b42423c_500.jpg" width="297" /></a></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;">Wilhem Dilthey’in, Hermenutik ve Tin Bilimleri kitabında şöyle bir
bölüm var<o:p></o:p><o:p></o:p>:</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;"><i>"Bununla birlikte ifade ve temsil edici sanat, insan
yaşamının yeniden üretiminden daha fazlasını verir. Tipsel olanı görmek ve
yansıtmak, olaylar/olgular içinde olup bitene kural verme hilesidir. Öyle ki
ifade ve temsil edici sanat, görmeyi bir kılavuz olarak içerir." sh 41</i></span><o:p></o:p><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;">Bu haliyle sanat yeni bir insani bakış ve kavrayış önerir. Bunu,
dinleyenin, okuyanın ufkunu geliştirerek, sunduğu yeni tecrübelerle, onu yeni
tavır alış tarzlarına hazırlayarak yapar. Evreni ve/veya insanı başka bir
ufuktan seyretme şansını verirken, onu aynı zamanda yeniden inşa eder.</span><o:p></o:p><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 14pt;">Diltheye göre sanatçı bunu kendi çağının ortak tipleri ve
tekilleşme üzerinden yapar. Adı geçen kitapta Dilthey’n tekilleşme ve tipleme
üzerinden yaptığı dönem değerlendirmesinin bir benzerini Mesnevi için yapmayı
denersek, Mesnevideki tekilleşme ve karakterlerin ortak tipleri için neler
söyleyebilirdik. Bu yazıda bunu yapmayı deneyeceğim.</span><o:p></o:p><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<b><span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Mesnevinin karakter ve tipler açısından
değerlendirmesi</span></b><o:p></o:p><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Bana kalırsa Mesnevideki ortak tema hata yapan
insan. Papağanına kızan bakkal, hayatını çeng çalarak geçiren ihtiyar çalgıcı,
karısına kızan bedevi, cariyeye aşık olan padişah vs. Temel kabul, insanın kim
olursa olsun hata yapabilir oluşu.<o:p></o:p> Mesnevi’nin
bize tanıttığı insan bir beşer.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Fakat iş hata yapmakla kalmıyor. Hata yapan bu
insan aynı zamanda yaptığı işin sorumluluğunu da alıyor. Sanırım ikinci temel
kabul insanın hatasının sorumluluğunu alması olacak. Okuru şekillendiren kısım
da hata karşısında nasıl tavır alınacağı üzerine.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Sorumluluk alış derin bir pişmanlıkla birlikte
yaşanır. Bu pişmanlık her defasında bir karamsarlığa kişiyi hapsetmez. Aksine
bu pişmanlıktan ümitvar bir hareket doğar. Kişi duyulan bu pişmanlık altında
ezilip bir köşeye çekilmez.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Hata karşısında irkilen kişi (kendi eylemin üzerinden başkasının buna verdiği tepkiyle onun gözünden) kendisiyle yüzleşir ve bu yüzleşme onu yeni bir hale, duyguya; yeni bir yola taşır.
Gündelik yaşamın akışından çıkar. Önceleri pişmanlık duyan ya da kırılan kişi
hatasının telafi etmeye çalışır ve iki yöne birden yönelir. İnsanlar arasında
hatasını tamir etmeye çalışırken diğer yandan Tanrı’nın sevgisini tekrar
kazanma yollarını arar.<o:p></o:p> Dönüşüm
iki yönlüdür hem çevrelerindeki insanlara karşı daha gönül alıcı olma hem de
Tanrı'ya duyulan mahçup sevgi<o:p></o:p>.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">İnsan tabiatına odaklanan bu hikayeler birer
dönüşüm hikayesidir. İnsan tabiatının kontrol altına alınması üzerinden doğan
bir gerilim. Mesela tekrar terar işlenen konulardan biri öfke kontrolüdür. Yine
5. Ciltte dört temel nefs hastalığından bahseder.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: navy; font-size: 14.0pt;">40 Dört yol kesen manevi kus, halkın gönlünü yurt edinmistir.</span></i><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p></o:p><i><span style="color: navy; font-size: 14.0pt;">Bütün gönüllere emir olursan, ey kisi, bu
zamanda Allah halifesi sensin.</span></i><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p></o:p><i><span style="color: navy; font-size: 14.0pt;">Bu dört diri kusun kes baslarını da ebedi
olmayan halkı ebedilestir!</span></i><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p></o:p><i><span style="color: navy; font-size: 14.0pt;">Bu kuslar, kaz, tavus, kuzgun ve horozdur.
Bunların içlerdeki benzerleri de dört huydur.</span></i><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p></o:p><i><span style="color: navy; font-size: 14.0pt;">Kaz hırstır, horoz sehvet. Makam tavusa
benzer, kuzgun dilege.</span></i><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Mevalana’nın yapmak istediği insanı teskin
etmek değil, dönüştürmek.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Bu genel şemanın dışına çıkan hikayeler de var.
Hz. Ali kıssası bunlardan biri. Şavaş meydanında öfkesi ve Tanrı rızası
arasında kalan (ve bunun farkına ,varabilen) Hz. Ali, bir ilkeye göre karar
alır. Tanrı rızasından yana tavır alıştan bir ilke ortaya çıkar. Bu tavır alış
sürekliliği olan bir uyanıklığı gerektiren bir tavır alıştır ve geleneğin
"agah olalım erenler" hatırlatmasında yerini alır. (Buradan bir
rasyonellik çıkar mı?)</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Hz. Ali tam hataya düşecekken eşikte durur.
Böylece tavrın ideali ile karşılaşırız. Niçin öyle olduğunun gerekçesi ve
ilkesi ile de.</span><span style="color: #222222; font-size: 14.0pt;"><br />
<br />
<span style="background: white;">Sorumluluk ve rıza arayışı Tanrı ’nın yaratışı
gibi bitimsizdir. Her an, her olay ve durumda yenilenir, canlandırılır. Bu yenileniş
her an yaratılışa verilen bir cevaptır sanki. Rıza arayışının
bitimsizliği ile bitmeyen sorumluluk insanı görevini yapıp köşeye çekilen insan
olmaktan çıkartır. Tanrı ve insan arasına bitimsiz bir ilişkiye dönüşür.</span></span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Bu karşılıklı süre giden bağ(/uyanıklık) ise
edep ve sevgi üzerinden kurulur.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p></o:p><span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Burada denge Tanrı
yardımının belirsizliği, olursa ne yönden, nasıl olacağı üzerine bilinmezliği,
kader, kaza kavramları üzerinden kurulur. Kader ve kaza karşısında insanın gücü
edeple, sevgiyle izah edilir. ?</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p></o:p><span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Tanrı yardımını nerede
nasıl olacağı belli değil ama çok da uzakta değildir. Görünmez bir el ile
işlerin düzelmesiyle yardımın gelmiş olduğunu sezdirilir<o:p></o:p>.
İşin sonu ne olursa olsun bir bağın kurulmuş olması dileğin kabulünden
değerlidir. (Mealen - <i>Senin duanın kabul edilmesiyle ne işin var</i>)</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Hem düşünce yönünü hem de duygu yönünü
dönüştüren bir şemayla karşı karşıyız. Ağırbaşlı, ümitvar bir neşenin ruh hali.
Tıpkı neyde, Sema’da olduğu gibi.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Hikayelerindeki tipler beyler, padişahlar
olduğu kadar sıradan insanlardır da. Beylik ve padişahlıktan kasıt çoğu kez
insanın tabiatı üzerine iktidarına yöneliktir. Politik bir yanı yoktur.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Basit görünmesine karşın kavramlar arasında
kurulan ilişkiler ile oldukça kompleks bir sistem. Kişilikler ve karakterler
tarihsel değil. Fakat yine de 12. yy içindeki insan, evren, Tanrı kavramlarının
algılanışları görebilmek açısından değerli.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p><o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p>
<o:p></o:p><o:p></o:p><br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt;">Karanlık tipler? Alim, bilgin? Şimdilik eksik
kaldı. Bir başka sefere o tiplemeler üzerinden belki bir şey yazmayı deneriz.</span><o:p></o:p></div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-87141870464296044762019-11-04T22:21:00.002+03:002019-11-04T22:21:31.929+03:0038<br />
Not:<br />
<br />
Tereddütte kalmayan şey gelişemez (?)<br />
<br />
Şunun üzerine bir düşünelimEnis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-27097642896064145812019-10-07T17:15:00.000+03:002019-10-18T14:27:36.025+03:0037<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="background: white; color: black; font-size: 14.0pt;"><br /></span></i></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="background: white; color: black; font-size: 14.0pt;">525. İnciye yol yoksa hemencecik buğdayı al. O
tarafa yol yoksa bu tarafa at sür. </span></i><i><span style="color: black; font-size: 14.0pt;"><br />
<span style="background: white;">Zâhir,eğri büğrü uçsa bile sen zâhirine bak.
Zâhir, nihayet insanı bâtına götürür. </span><br />
<span style="background: white;">Her insanın evveli suretten ibarettir. Ondan
sonra can gelir ki can, mânevi güzellik, ahlâk güzelliğidir.</span></span></i><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">Hz. Pir, bu alıntının sonunda can’ın tanımı için bir anahtar bırakıyor. Onun, manevi
güzellikte, ahlakta aranmasına işaret ediyor. İşin zahirden başladığını da not ediyor. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">Ahlakın bize ilk hatırlattığı, iyiyle kötüyü ayırt edebilme, doğruyu bulma, arama. Bu işin “ne”lik kısmı. Ne yapmalı? Fakat sanırım, Hz Pir’in
kastettiği burada kalmıyor. Meselenin bir de “nasıl”lığı var - Nasıl
yapmalı? Burada işin içine öteki ile olan ilişkimiz, onun özeli, kendine özgülüğü de<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>giriyor. Onun, bizim cevabımıza alacağı tavrı hesaba
katarken buluyoruz kendimizi. Ortaya çıkan tavırdan memnun olup olmayacağını düşünüyoruz. Bu mecburen bize bir
davranış seti oluşturma ve bizi bunlardan muhatabımızın tavrına en uygun olanı
seçmeye yöneltiyor. Bu noktada Mead’ın ferdi ben, sosyal ben kavramlarına dönmüş
oluyoruz – kendi kendini (zihni, dili, benliği) inşa ediş. Sonrası bireysel tutumlardan evrensel
formlar çıkarmak. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“Sıkıntıda olan herhangi birine
yardım edebilen kişi, bu evrenselliği insandan çok daha öteye taşıyıp
hissedebilen herhangi bir canlının acı çekmesine müsaade etmeme formuna dönüştürür.
Bu, sıkıntıdayken kendisine yönelebileceğimiz diğer bir forma yönelik olarak
sergilediğimiz tavırdır. Şefkat duygusunda ifadesini bulur. Ailesinden çok
uzakta olan bireylerde yaygındır. Sevgi, insan formunda olmasa bile ebeveynsel
bir yaklaşımı güdüleyen herhangi bir yavru forma yönelik olarak da kendini
gösterir. Küçük şeyler bir tür şefkat duygusu uyandırır. Bunlar, bu tavrın
evrenselliğinin ne kadar geniş olduğunu göstermektedir; hemen hemen her şeyi,
kişinin kişisel bir ilişki kurabileceği her varlığı kapsar. “ sh.295 <o:p></o:p></span></i></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">Niçin burada dolaşıyorum? Bunun üzerine niye düşünüyorum?
Mevleviye'deki insan yetiştirmenin – ki bu bir toplumsal çabadır-
mekanizmalarını anlamak için.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">*Zihin, Bellek ve Toplum</span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-62993110761261425322019-10-02T23:02:00.001+03:002020-12-07T12:54:52.477+03:0036<br />
<span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 14pt; line-height: 115%;">Riya bir hayal dünyası yaratıyor, çoğu kez kendimizin
de inandığı, inanmak zorunda kaldığı. Onun yarattığı dünyayı sürdürebilmek için
nefretleri diri tutmak gerekiyor. Benlerden onlara, sınırlar çekiyoruz.
Düşmanlıkları nöbetçi dikiyoruz bu sınıra, başkasını anlamamak, kendimizi eleştirmemek için. </span>Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-12186824120898329912019-09-21T22:38:00.001+03:002021-08-15T13:38:40.347+03:0035<br />
<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="mso-ascii-font-family: BookAntiqua; mso-bidi-font-family: BookAntiqua; mso-fareast-font-family: BookAntiqua;"> “</span><span style="font-family: "bookantiqua"; mso-bidi-font-family: BookAntiqua;">Anlamak daima
bir haletiruhiyeyledir.</span><span style="mso-ascii-font-family: BookAntiqua; mso-bidi-font-family: BookAntiqua; mso-fareast-font-family: BookAntiqua;">”</span><span style="font-family: "bookantiqua"; mso-bidi-font-family: BookAntiqua;"> *</span><span style="color: black; font-size: 14pt;"> Heidegger.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;"><br /></span>
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Hz. Pir daha en başından neden aşkın altını defalarca kalın
çizgilerle çiziyor?<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="background: white; color: black; font-size: 14pt;">20. Denizi bir testiye dökersen ne alır? Bir
günün kısmetini…</span></i><i><span face=""arial" , sans-serif" style="color: #333333;"><br />
</span></i><i><span style="background: white; color: black; font-size: 14pt;">Harislerin
göz testisi dolmadı. Sedef, kanaatkâr olduğundan inci ile doldu.</span></i><i><span face=""arial" , sans-serif" style="color: #333333;"><br />
</span></i><i><span style="background: white; color: black; font-size: 14pt;">Bir
aşk yüzünden elbisesi yırtılan, hırstan, ayıptan adamakıllı temizlendi.</span></i><i><span face=""arial" , sans-serif" style="color: #333333;"><br />
</span></i><i><span style="background: white; color: black; font-size: 14pt;">Ey
bizim sevdası güzel aşkımız; şadol; ey bütün hastalıklarımızın hekimi;</span></i><i><span face=""arial" , sans-serif" style="color: #333333;"><br />
</span></i><i><span style="background: white; color: black; font-size: 14pt;">Ey
bizim kibir ve azametimizin ilâcı, ey bizim Eflâtun’umuz! Ey bizim
Calinus’umuz! C.I<o:p></o:p></span></i></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Beyitlerin bize söylediği net bir şey var: Aşkın, nefsin
hastalıklarını tedavi ettiği. Hırsın, kibirin, azametin ilacı. Hz. Pir, nefsin
hastalıkları konusuna Mesnevi’de tekrar tekrar dönüyor. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Bu haliyle aşk, doğaüstü, kavranamaz aşkın bir şey değil. En
azından henüz değil. Gayet pratik, anlaşılır bir yerden başlayıp ona bir
işlev yüklüyor. Günlük hayatta hepimizin aşina olduğu negatif duygular
üzerinden bir açıklama getiriyor. Bu şu demek değil, aşkın tek yararı insanı
kötü duygulardan kurtarmak. Aşkın olumlu sonuçlarını da anlatıyor. Padişah ve
cariye hikayesinde, Bedevi ve karısında, Bakkal ve dudusunda. Bu seferde karşısındakini, ötekini fark etmek, onun gözünden bakmak, ona yönelmek için bir araca dönüşüyor aşk.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Muhtemelen nasıl (hissederek) görüyorsak öyle bir dünya tasarımlıyoruz.
Fiillerimizi de tasarımladığımız bu dünyayı gerçekleştirmek için
gerekçeliyoruz, anlamlandırıyoruz, var ediyoruz. Bu çabanın değere dokunan
kısmı ise doğrudan etikle ilgili.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Aşkın etiğe, insanlığımıza olan katkısı anlama tarzımıza yaptığı
katkı üzerinden olmalı. Ki meselenin sadece etik olmadığı ama temelinin bu
olduğunu da ekleyelim. Eksik olduğunda üzerine bir şey eklemek mümkün değil. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">İnsanın yargılarında otomatik pilot görevi gören vicdanın
gelişimine bir etkisi olmalı. Sosyal ben, ferdi ben meselleri. Yani başkasının
tavrını üzerime almak, söylediğimizi kendimize de söylemek, tavrımıza eleştiri
getirebilmek ve genel ötekiye karşı tavır geliştirebilmekle. <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Vicdan çoğu zaman bir muhakemeye gerek kalmadan bizi otomatik
olarak iyiye yönelttiği için önemli, merhamet gibi. Aşk dışa dönük bir ilgi
olarak bize, bir başkasının bakışından kendimizi ve dünyayı görmeyi talim
ettiriyor. Buna bir başkasının kederini, acısını, çaresizliğini, ufkunu,
sınırlarını görmek de dahil. Bu sayede yeni durumlar karşısında verilen yeni
hükümler ile vicdani hafızaya yeni ilgiler yükleniyor olabilir. <o:p></o:p></span><br />
<span style="color: black; font-size: 14pt;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Vicdanın çok da etkilenmediği ama bize kendini bir görev olarak
dayatan durumlar olabilir. Mesela bir hayvan sever için bir karıncanın ya da
böceğin hayatı, kedisi ya da köpeği kadar değerli olmayabilir ama yine de
onların yaşam hakkında olduğunu düşünüp ona saygı duyabilir. Yani bir tümel
bilgi, anlayış geliştirmek Aşkın burada bir rolü varsa başkasına olan faal
ilgiyi canlı tutmasında olabilir. Bu ilginin var olabilmesi için bazı
duvarların yıkılması lâzım. İşte Mevlâna, muhtemelen o duvarları hırs, kibir,
büyüklenme olarak görüyor.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 18.6667px;">Devam edebilir.</span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">*Varlık ve Zaman sh.150<o:p></o:p></span></div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-39936086737332924212019-09-20T23:02:00.000+03:002019-09-20T23:12:50.249+03:0034<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman", serif; font-size: 21.3333px;"> </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;">Kısaca yazacağım,
uzun uzun yazıp örneklendirmek gerek ama vakit yok. Belki ilerde<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;">Bedevi ve
Karısı hikayesinde, karısının ağlaması üzerine Bedevi’nin tavrında oluşan değişim
Mead’ın* ferdi benine işaret ediyor. Yani bu şekilde okumak da mümkün. Aynı
şekilde “Dudu kuşu ve Bakkal” ve “Hz. Ali” kıssalarını da. Mesnevî ferdi benliğin
ortaya çıkışını anlatan hikayeler açısından çok zengin.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;"><br /></span>
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;">Bu ne işimize yarar? Nefsin hastalıkları ile uğraşan dervişin davranışlarını gerçekleştirirken kendini herkesin tavrını anlayacak şekilde konumlandırmasını öğrenmesi gerekir. Sosyal ve ferdi bir benliği gerçekleştirmeden nefsini görmesi mümkün değildir.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 18.0pt; line-height: 115%;">Bu konuda
Mead’ı okumamızı tavsiye eden Hüseyin Bey’e de binlerce teşekkür</span>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
*Herbert Mead - Zihin, Benlik ve Toplum</div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-90559516582627151212019-09-09T21:05:00.000+03:002019-09-09T21:05:09.850+03:0033<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #222222; font-family: "Arial",sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #222222; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Müziğin bir nağmesi, gelenekle oluşmuş bir çini motifi
toplumsallığı ve onun yarattığı anlam bütünlüğünü bireyin zihninde tekrar
aktive eder. Bu bütün onun bu bütünlükten anladığı ile sınırlı ve muğlaktır. Bu
yüzden kültürel bütünlüğün inşası herkes için ayrı ayrı söz konusu olmalı ve
herkesin bu bütünlükten anladığı da farklı olmalı. Aktive edilen içerik, kişi
için pekala anlam bütünlüğünü kaybetmiş, bir ritüele ya da hatıraya indirgenmiş
olabilir. Bu durumda yüklenilenilmiş anlam bütünlüğü farklı, görünürdeki
aidiyet farklı olacaktır.</span><span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br />
<!--[endif]--></span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Sanat eseri
ile anlam dünyası arasında şöyle bir bağ olabilir; mesela bir müzik eseri
bestelenirken sakinlik ve vakar hissinin o besteye hakim olması düşünülebilir.
Ya da bir çini motifi en az çizgiyle çizilmesi kanaati hatırlatabilir. Böylece
bir anlam bütünlüğü sanat üzerinden de hatırlatılmış olabilir.<o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-84974377199703550592019-04-19T15:52:00.002+03:002020-08-30T20:48:07.620+03:0032<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br />
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt;">Geleneğin gayesinin (tasavvufun) insan
yetiştirmek olduğu söylenir. İnsan yetiştirmekten gaye nedir? Kastedilen
insanı diğerlerinden ayıran niteliği nedir? Şüphesiz burada kast edilen olgun
insan. Öyleyse bir insana olgunluk sıfatlarını veren şeyler neler olabilir?
Yahut bunlar nasıl niteliklerdir? Burada söylenebilecek belki ilk şey iyiyi
kötüden ayırt edebilme ve bunun sonucunda ona göre eyleyebilme gücüne sahip
olma. Bir de bu işin nasıl eyleme kısmı. Olgun insan için başka nitelikler
saymak da mümkündür belki. Ama yine de tarifin içeriğinin büyük kısmını bu
nitelikler dolduracaktı. Şu an bizi ilgilendiren kısmı bir yeti olarak iyiyi
kötüden ayırabilme ve adil olabilme. Bu yerinde hüküm verebilme yetisi nasıl
kazanılır? Burada bizi bekleyen şöyle bir sorun vardır. Bu konuda iki farklı
görüşten bahsedilir: ilki aydınlanma, insiyasyon tarzı bir olay sonucu iyi ile
kötüyü ayırt edebilme yeteneğine kavuşma. Bir nevi Tanrısal bakışa sahip olma.
İkincisi insanın kendi yetersizliğinin, faniliğinin bilincine varması ve
yanılabilir olduğunu kabul etmesi. Bu bir yerde zahmetli bir inşa süreci,
bireyselleşme. İlkindekinde bir tamamlanmışlıktan söz edildiği için problemli
bir yanı var. Uzun mevzu, bir giriş yapmış olalım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt;">*</span><span style="color: black; font-size: 14.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">Daha evvel tasavvuf için aklı savunurken
onun etik, hukuk ve siyaset alanında gerekliliğinden bahsetmiştim. Şimdi fark
ediyorum ki hukuk ve siyaseti işin içine sezgi yoluyla dahil etmişim. Yazarken
bazen bir soru işareti kafamda canlanmıyor değildi. Bu iddiaların bir şekilde
gerekçelendirilmesi gerektiğini hissediyordum. Bugün Simmel’i dinlerken sanırım
mesele çözüldü. Mesele geleneksel, modern insan farkından çıkıyordu. Modern
insan, (postmoderni ihmal edersek) geleneksele göre çok daha fazla hukuk ve
siyasetle iç içe. Bu konularda çok daha fazla karar alma, hüküm verme zorunda. Geleneksel insanın etik dışına çıkmasına pek gerek kalmıyordu.
Gerekse de verdiği hükümlerin pek pratik sonuçları yoktu. Gölpınarlı …………adlı
eserinde millet kavramının eskiden başka bir anlam taşıdığından bahseder.
Müslüman milleti, Yahudi milleti gibi dini kavramlar üzerinden anlaşıldığından
bahseder. Bunu geleneksel toplumun anlayışı olarak kabul etmek ne kadar sağlık
olabilir? İnsanî anlayış bu zemin üzerinden mi anlaşılıp çözülüyordu? Dini
kavramlar seti bu noktada yeterli oluyordu sanırım. Din ve etik toplumsal kurallar
içinde bir arada erimişti. Her neyse, bugüne dönersek şunu söylemekte
zorlanmayız galiba: Bugünün insanı gerek yönetim şekillerinin değişmesi ile
gerekse iletişimin hızlanması ile çok farklı sorunlarla meşgul. Artık
siyasetin içinde bir karar merci olması ile, medyanın hızı sayesinde siyasi ve
hukuki birçok olayın içinde kamuoyu sıfatıyla var. Bürokrasinin ise bizzat içinde ve karar almaları rasyonel.
Sıradan bir trafik kazasının örtbas edilmesi mevzuunda (Rabia Naz olayı) sıradan
insanlar konuya taraf olarak insiyatif alabilmekte bir kamuoyu baskısı
oluşturabilmekte, hukukun işlemesine dolayısıyla adaletin yerine gelmesine
sebep olabilmekte. Gene oy hakları ile politik bir insan olarak birçok yönetsel işte ve kararda taraf
olabilmekte. Artan karar alma yükü kesifleşen nefsin hileleri ile birlikte
sorumluğunun yükünü daha da artıyor. <o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">Karar alma artık, belli davranış kalıpları
üzerinden değil ilkeye dönerek alınmak zorunda kalınıyor. Çünkü daha evvel
karşılaşılan ve dolayısıyla bir kalıba dönüşmüş meselelerle karşı karşıya değiliz. Ek olarak
eskiye göre çok farklı fikirler arasında seçim yapmak zorunluluğu var. İşte
ilkeye dönüş zorunluluğu adaletin, özgürlüğün neliği üzerindeki sorulara dönmek bir
yerde. <o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;"> <o:p></o:p></span></div>
<o:p></o:p>
<br />
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;">Sonuç olarak hukuk ve siyaset felsefesi de, etik kadar, bugünün talibin önünde, artan karar alma yükü ile kesifleşen nefsin
hileleri ve bunun sorumluluğu ile birlikte bir ödev gibi durmakta.<o:p></o:p></span><br />
<span style="color: black; font-size: 14.0pt;"><br /></span>
<span style="font-size: 18.6667px;">----</span><br />
<span style="font-size: 18.6667px;">ek</span><br />
<span style="font-size: 18.6667px;"><br /></span>
Yani, <span style="color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;">Modern insanla geleneksel insan arasındaki farklardan biri de modern insanın politik bir insan olmasıdır. Öyle ya da böyle yönetimin bir yerindedir, ya da en azından taraftır. Bu çağın insanı için bundan kaçış yok. Bu pasif bir tavır değil, oy hakkıyla, kamuoyu baskısıyla ya da yönetimin bir yerinde olmasıyla insan siyasete müdahil. Politik bir ufuktan bakış hakikati kavrama şeklimizi de ister istemez biçimlendiriyor, ve bu biçimlendiriş nefsin istekleri için yüce gerekçeler sunup hakikati perdeleme konusunda mahir. Bugünün talibi yapıp etmelerinde, aldığı kararlarda bir politik ufka yerleşik olduğunu hatırlayarak kendini(nefsini), (ergin bir insan olarak sorumluluk bilinciyle) bir kez daha yoklamalıdır. </span><br />
<span style="color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;">Bu yüzden eleştirinin, sorgulamanın, hakikat derdinin ahlaki bir yanı var.</span></div>
<br /></div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-65238945321223323242019-02-19T23:59:00.000+03:002019-02-21T18:31:09.335+03:00Felsefe ne işe yarar?<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #500050; font-size: 14.0pt;">Felsefe ne işe yarar?
Felsefe putları kırmaya yarar. Genel kanaatin dikte ettiği kötülüğü red etmeye,
olguları ve olayları kendi alet çantasıyla yeniden değerlendirmeye yarar. Bunu
yaparken de evreni ve dolayısıyla insanı yeniden tanımlamaya çalışır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt;">Felsefe putları
kırmaya yarar; uzman görüşleri, genellemeler, değerler, istatistikler de
yanılabilir. Yanılmasa da her görüş zaman ve yere göre değişebilir,
derinleşebilir, istisnaları ile elden geçirilebilir. Bir meseleye eleştirel
yaklaşmak onun tersini düşünmek değildir. Bir meselenin muhalifini düşünmek çoğu
zaman düşünmeye başlamanın sadece pratik bir ilk adımıdır. Eleştirel düşünce, diyalektik
düşünce eleştiriye açık bırakıldığında anlamlıdır. Bu yüzden refleksiftir. Yani
yeniden, yeniden düşünülmeye, eleştirilmeye açıktır. Uzmandan gerekçe talep
eder. Gerekçe ile yetinmez, öncüllerle sonucun sağlamlığını, bağıntısını
tartar. Genellemelerin istisnalarını yoklar, istisnanın genellemenin sağlamlığını
ne kadar etkilediğine, zamanın ve konumun etkisine bakar. İstatistiklerin
kapsamını, koşullarını inceler. Onların, çoğunlukla doğruyu değil bir eğilimi
verdiğini hesaba katar. Bütün bunları yaparken kendi alet çantasını en sıkı
şekilde tekrar tekrar elden geçirir, düzenler, değiştirir.<o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-45172627091888845392019-02-04T16:03:00.001+03:002019-02-04T19:29:06.988+03:0031<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "arial" , "sans-serif"; font-size: 12pt;"><br /></span>
<span style="color: #222222; font-family: "arial" , "sans-serif"; font-size: 12pt;"><br /></span>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span><i><span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
Kimin elbisesi bir aşk yüzünden yırtıldıysa hırstan, ayıptan tamamiyle arındı
o.</span></i><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
</span><i><span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Sevin a sevdası güzel aşkımız bizim; a
bütün illetlerimizin hekimi bizim. 22-23</span></i><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
</span><span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
<br />
Sevginin, aşkın eşlik ettiği bilincin yönelişi anlamaya, problem çözmeye
yönelen zihne göre daha uzun ömürlü. Zihin bir mesele ile uğraşırken, onu
anlamaya çalışırken ya da bir problemi çözmeye çalışırken böyle değil. Mesele
anlaşıldığında, problem çözüldüğünde bilinç hemen bir başka şeye yöneliveriyor.
Böyle bir yöneliş süreli. Sevgiyle, aşkla yönelme ise süreklilik arz ediyor.</span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
*</span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Sevgi duygusunun
düşünceye eşlik etmesiyle korkunun eşlik etmesi farklı. Korku, yanlışlardan
sakınmaya yönelirken; sevgi iyileştiren yapıcı, düzenleyici davranışlara
yöneltir. Sevgiden adalete giden yol korkudan giden yoldan daha kısa
olmalı. Yani eyleminin gayesi sakınma olan bir motivasyonun kendi zararından
çıkıp başkasına ulaşması vakit alır Sorumluluktan anlaşılan da daha bireysel.
Öncelikle zarar görmemeye odaklı.Her iki duygunun da farklı düşünme tarzlarına
yol açtığı söylenebilir.</span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">*<br />
<br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[endif]--></span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bir başkasının
gönlünün kırık olduğunu nereden biliriz? Onun gözünden bakarak. Bu “el alem ne
der” ve “köle efendi diyalektiğinden” farklı bir öznelerarasılık. Gönül alma,
iyileştirme ve düzeltme ediminin ön planda olduğu bir edim. “Gönül alıcılık”
ayrı bir düşünce tarzının, uyanıklığın, tecrübenin işi. Sevginin, sakınmadan ön
planda olduğu bir bakıştır. Gönül almaya niyet bir yönelişi ister. Bilincin bu
görüşe açık olması gerekir. Bu ayrım seçici bir yöneliş. Karar verme edimleri,
seçicilikte fark ediyor. Düşünme tarzını etkilemesi öncelikleri değiştiriyor.</span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
</span><span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
Burada bizi bir soru bekliyor : "Gönül alıcılık" nedir? Davranış
tarzı? Hassasiyet? Bir beceri? Bakış açısı? ..... Cevabı henüz olmasa da şunu
söylemek mümkün sanırım, başkasına açıklık, dışa açıklık diye tanımlanacak bir
şeyler var.Ek olarak bir tercih olduğu söylenebilir, niye herkeste olamadığını
da düşünerek.Bazı insanlar niye bunu tercih eder? Yine bir özgür seçim olduğu
eklenebilir.Getirisinin muğlak olduğu ve çoğu zaman vakit ve nakit
kaybettirdiği. Peki duygudaşlık, kendini sorumlu hissetme?</span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
Hal deyip geçmek de mümkün. Ama o zamanda hali açıklama problemi var.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 12.0pt;">
<span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">*<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[endif]--></span><span style="font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Hesaplar planlar
içinde insanın bu hay huydan çıkıp kendini dinlemesi olayları gerekliliklerin,
görünürlüğünün dışında iyilik ve kötülükleri için değerlendirmesi zor. İşte
ibadete illa bir işlevsellik verilecekse bu olabilir. Nefes alıp başka açıdan
değerlendirmeyi., hırstan planlardan soyunmayı. Bu sayede tekil olaylar ve
olgular tekrar organize edilirken mutlak olana yönelme ile yaşam dünyası
üzerinden kendimizi tekrar kurarak öncelikleri yeniden sıralama. Fakat bu hâlâ
bir mesafeli ilişki gibi durmakta. Kant'ın güzelin ve yücenin tecrübesi için
söylediklerine tekrar bakalım. Sevgi ve aşkı bunlar üzerinden yeniden düşünmek
mümkün gibi geliyor. Sonuçta aşk ve sevgi güzel ile yüceden doğmaz mı?:
Kavramların dışına çıkmak ve ereksiz bir ereklilikle güzeli bütünülüğü içinde
kavramak/sezmek. İşte bu. yakınlığın azalmasnı sağlayabilir.- Güzelin tecrübesi
ile. estetik beğenide olduğu gibi kavramların dışına çıkılıyor. Kant'ın şeması
üzerinden gidersek ....,güzelin tecrübesi niye önemli 1 Davranışları inceltiyor
2. Mutlakı kavramada yakınlaştırıcı bir rol oynuyor</span><span style="color: #444444; font-size: 14.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 127.0pt;">
<br /></div>
<br /></div>
</div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-34446287015618897252018-10-19T14:08:00.000+03:002019-01-16T16:52:08.424+03:0030<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDkJ2pr_yDVMI5AAe-oU9ZcSGBS4RB6v4sWjMsE90vEspeJ17XBHF8BY_sw42gJE7G6v6BXhymRcFGJGkO0hTf0_mA048KfQx_Occ2d5WJz8YOyleMtf35xweeo9iIraM_tcE_RwbTXTg-/s1600/Dnr69nxXgAA0vrl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="650" data-original-width="501" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDkJ2pr_yDVMI5AAe-oU9ZcSGBS4RB6v4sWjMsE90vEspeJ17XBHF8BY_sw42gJE7G6v6BXhymRcFGJGkO0hTf0_mA048KfQx_Occ2d5WJz8YOyleMtf35xweeo9iIraM_tcE_RwbTXTg-/s400/Dnr69nxXgAA0vrl.jpg" width="307" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;"> Mevlâna, “Bedevi ve Karısı”nın
diyaloğundan sonra birbirinden bağımsız, ilk başta bir başlık altında pek
toplanamıyacak gibi duran kısa kısa hikayeler anlatmaya başlar. (2455 den
itibaren) Bu hikayeler, belki insan-ı kamilin nitelikeri başlığı altında toplanabilecek gibi
duran hikayelerdir. Fakat iş hikayede “Bedevi ve Karısı”nın semboliğini yoruma
gerek duymayacak biçimde açıklamasıyla sanki değişir, ve Mevlâna birbiri
ardınca pek çok mana incisini delmeye başlar. Oldukça yoğun olan bu bölümü
basitleştirerek yazmaya çalışacağım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Bu sefer, birbirini izah eden pek çok
kavramı yine Mesnevi’den gerekçelemek için çok fazla
yorum yapmadım. Ama bol alıntı yapmak zorunda kaldım. Bu yüzden kaynaklardan takip eden okuyucular için okumak biraz yorucu
olacak. <o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">2628 Erkekle kadının hikâyesini anlattık
ya; sen onu, nefsinle aklına örnek bil.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Nefisle akıldan ibâret olan bu kadınla
erkek, iyinin, kötünün ayırt edilmesi için gerek mi, gerek.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">2630 İkisi de şu toprak yurtta gereklidir;
gece gündüz savaştadır, ikisi de olaylar içindedir.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Kadın, durmadan evin ihtiyaçlarını diler
durur; yâni şeref ister, ekmek ister, sofra ister, mevki ister.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Nefis, kadın gibi her şeye bir çâre bulmak
peşindedir; kimi toprağa döşenir, kimi yücelik arar.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Aklınsa bu düşüncelerden haberi bile
yoktur; aklında, fikrinde Allah’ın gamı vardır.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">C.I –A.G.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Toparlamak gerekirse burada nefse ("Aklın bu düşüncelerden haberi yoktur" 2633 ile nefsi de basit bir
isteme ve hevesten, içinde istek olan düşünce seviyesine çıkararak) ve akla, birbirine
üstünlük vermeden, her ikisine de “toprak yurtta “ ihtiyaç olduğundan bahseder.
Her ikisinin de olayların içinde olduğunu ve her ikisinin gerekli olduğunu
söyler. Niçin her ikisine de ihtiyaç duyarız? Beyitin içinde cevap verir; bu, iyi
ile kötünün savaşıdır ve bu savaşta her ikisine ihtiyaç vardır. 2629<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><br />
<i>2643 Dış yüzde görünen işlerden meydana gelen şey, bambaşka bir şeydir;
insan, bunlarla, içinde gizli olanı belirtmek ister.</i><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><br />
</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Olayların, olguların
içindeki mânayı ayırt etmekteki gaye, iyi ya da kötülüğü, biraz daha geniş
düşündüğümüzde işin hakikati. Bu anlamda şekil bize yardımcı olabilecek bir
takım belirtiler sunuyor. Ama bu belirtiler bizi yanıltabilir de.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><br />
Mesela dostlar arasında bir hediye sevgiye tanıklık edebiliyor. (2637) Yine
çoşkunluk gösteren birinin coşkunluğunun sebebi şarapta olabiliyor ayranda da.
(2640-2641-2642) Mevlâna burada sonuçlar için belirtiler diyor. Görünen,
deneylenen şeyi, belirtiyi sebeple birlikte anıyor. (2647) Mevlana 2645 de bu
belirtilerden, sebeplerden mânayı ayırt edecek görüşü vermesi için Allah'a dua
eder.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Burada duyguya ayırt edici bir istisna
getirir; sevgi. (Duygudan kast ettiği ise dar anlamıyla his, duygu. ) Sevgi
büyüdükçe sebebi yine kendisi olur. Bunu da "Tanrı ışığı" olarak
anar. (2645-2646-2647)<span style="background: white;"> Sevginin iyi ile kötü
arasındaki farkı anlamadaki katkısını ve toplumsal aksini daha evvelki “Salih’in
Devesi” bölümünde açıklamıştı. Bu konuda önceden yazdığım bir yazıyı da kendi
yorumum olarak dipnota ekliyorum.</span><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Barış dalgaları coşar, köpürür,
gönüllerinden kinleri söker – atar.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">2590 Savaş dalgaları, bir başka şekilde
köpürür – coşar; sevgileri alt – üst eder.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Sevgi, acıları tatlılaştırır; çünkü
sevgilerin temeli, insanı doğru yola götürmektir.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Kahırsa tatlıyı acılığa çeker götürür;
acı, nerden tatlıyla bir arada bulunacak?</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;"> <o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">***<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Mevlâna’nın nefis ve sevgi kavramına yüklediği
anlama biraz daha yakından bakalım:<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">2636 Sevgi, yalnız düşünce tamamiyle mânâ
olsaydı namazın, orucun, şekilleri de yok olur-giderdi.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Yukarıdaki beyiti 2628 nolu beyitle
başlayan alıntıyla birlikte düşündüğümüzde Açıktır ki burada nefis’e bildiğimiz
anlamdan daha farklı ve geniş bir anlam yüklemekte. Şekiller, sayılar aleminde
tekilleri tecrübe edebilen, duyularla algılanabilen bir dünyadan bahseder gibi.
Kant’ın “ Duyusuz kavramlar boş, kavramsız duyular kör” daki sınıflamasına çok
yakın bir yerde duruyor. Aklı da aynı şekilde tümelleri tecrübe eden müdrikeye/
anlık’a yakın. Bu benzerliğin altını çizdikten sonra farklara bakalım. Mevlana
işin içine duyguları da ekliyor. (Spinoza?) Çünkü onun ulaşmak istediği bir hâl
var; sevgi. İyi ile kötünün savaşını buradan temellendirmeyi düşünüyor. Kant
ise (bilime bir temel sağlamak ve metafiziğe yer açmak derdinde) anlama ve
bilginin imkanlarını ve süreçlerini sorguluyor. Neticede her ikisi de özneden (<span style="background: white;">"Herkesin hareketi, bulunduğu durağa uygundur,
herkes her şeyi kendi varlık çevresinden görür." sayfa 433 - başlık) </span>hareket
ediyor ve doğru hüküm için (ahlaki/dini/insani) yargının imkanını/yolunu
araştırıyor. (Her ikisinde de değerlemeyi yapacak insan sınırlı yetilere sahip.
Mevlana’da duyuşsal yeteneklerin sınırlarına ek olarak insanın nefsinin
hastalıkları da bir engel.) Mevlana sevgi dolu bir ruh ile amacına ulaşırken,
Kant da görev etiği ile düşüncelerini temellendirecektir.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">TANRI <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>IŞIĞI SEVGİ *: Tanrı ışığının zıttı nefs değil,
yine bir duygu olan nefsin hastalıkları, öfke, hırs, tamah vs. olmalı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Zihinsel hallerimizi yanlış anlamadıysam;
nefs, akıl ve aklın aklı şeklinde sınıflandırıyor. Akılların aklı erenlerin
aklı olarak metinde geçiyor. (2508). Akıldan ayırıcı özelliği sevgiye sahip oluşu. Binici, deveci metaforunu sık sık kullanır. Mevlâna, Mesnevi’de aklın nefsin; aklın aklının ise aklın binicisi olduğunu anlatır. <o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">2507 Aklın deveciye benzer, sense devesin;
seni emrine râmeder, ister-istemez, dilediği yere çeker, götürür.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Erenler de aklın aklıdır; akıllar, tâ sona
dek, hep develere benzerler.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Erenler nitelikleri konusunda metinden bilebildiğimiz
“Tanrı ışığı” sevgiye sahip olmaları. Erenlerin tek niteliği sevgi mi? Üstü
kapalı bazı olağanüstü hallerden de bahseder. Örneğin 2409 da eğitilmeye layık
olmayanları kendinden uzak tutma becerisi. Fakat bu beceri nezaketle uzak
tutmak da olabilir. Neticede tek niteliğin sevgi olup olmadığını söylemek zor,
ama en önemli niteliği bu olduğunu söylemek mümkün. <o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Bunun yanında “Salih’in devesi”
hikayesinde nefs hastalığına sahip olanların hâlini anlatır. Aklın (ve tabii
doğal olarak akılların aklında) niteliklerini bu beyitlerin zıddı olarak düşünebiliriz sanırım. En çarpıcı beyitleri alıyorum:<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">2576 İnatlarına mı, alaylarına mı
kınamalarına mı ağlıyorsun? Şükret ki Tanrı, onları mahpus etti.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Elleri de eğri, ayakları da eğri, gözleri,
görüşleri de eğri. Sevgileri de eğri, barışları da eğri, öfkeleri de eğri.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Onlar taklit peşine düştüler, anlatılan
şeylerden, akıllarına uyanlara</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"> (/işlerine gelene?) <i>uydular da şu ihtiyar aklın
başına ayak bastılar.</i><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Birbirlerine gösteriş yapmak, yaptıklarını
başkalarına duyurmak kaygusuna düştüler; bir pîr satın alacakları yerde kart
eşek kesildiler.</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">*<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><br />
<i>2680 Diyorduk ki; Seni noksanlardan münezzeh bilişimizin ışığını lâfa,
söze satıyorsun.</i><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Meleklerin Tanrıya bu şikayeti aklın
kendini ifade etme aracı olan sözden, daha da önemlisi kavramlardan şikayet
gibi duruyor. Aklın bu şekildeki kavrama gücü insanın sorumluluğunun
başlangıcı. Muhakeme, yorum dolayısıyla iyiyi kötüden ayırabilme bu sayede bir imkân
olarak ortaya çıkıyor. Söylemeye gerek bile yok bu da topluluk halinde, bir
arada yaşamayı mümkün kılıyor.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">Dipnot<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: black; font-size: 16.0pt;">----<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 16.0pt;"><a href="http://enisdiker.blogspot.com/2015/03/insan-insann-kurdu-olmak-zorunda.html"><b><span style="color: #251a9c; text-decoration: none;">İnsan insanın
kurdu olmak zorunda değil...</span></b></a><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: #444444; font-size: 16.0pt;">
</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div align="right" style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-align: right;">
<i><span style="color: #444444; font-size: 16.0pt;">
</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<i><span style="color: #141823; font-size: 16.0pt;">Heidegger "duygulanım ile anlama iç
içe geçer" der ve şöyle devam eder "ekonomik bir kriz yaşayan,
işsizliğin çok fazla olduğu bir ülkeye gittiğinizde sokaklarda umutsuzluğu
hissedersiniz"</span></i><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: #444444; font-size: 16.0pt;"> Hobbes "İnsan insanın
kurdudur" sözüyle devlet öncesi bir dönemi - medeniyetin olmadığı bir
dönemi tasvir eder. İnsanlar sınırsız özgürlüklerinden, hukuk ile garantilenen
bir ortamın oluşması halinde vazgeçerler. Bu tekinsiz ortamın yarattığı ölümcül
korkudan, her an tetikte olma halinden, hayatta kalma reflekslerini her an
uyanık tutmaktan kurtulurlar. Komşularına, arkadaşlarına, başkalarına
güvenmenin rahatlığını yaşarlar.</span><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: #444444; font-size: 16.0pt;"> Hobbes'un tasarımı aynı zamanda
bir duygu dünyasını da bize anlatır. Tavşan uykusunda uyumak zorunda kalan
endişeli, güvensiz insanların dünyası. Tehlikenin nerden geleceğini bilemiyen
insan; ne kapısındaki kilide ne de kapalı penceresine güvenebilir. Muhatabında
düşman görmeye proglanmıştır. Hukuğun işlemediği (/olmadığı), insanın kendini
güvende hissetmediği, diğer insanların çıkarı için fırsatını bulursa gırtlağına
basacağına inandığı/inandırıldığındaki zihin hali. Bu zihin halinin eşlik
ettiği duygu dünyasının gözünü diktiği tek bir dürtü vardır; hayatta kalma
dürtüsü. Bu yüzden herkesten kuşkulanır, dost olarak uzanan her ele kuşkuyla
bakar. Bu anlam ve duygu dünyası çevresini eksilterek ilerler; dostlukları
eğretidir. Bu anlam/duygu dünyasında din inşa edici değil teskin edicidir,
düşünce ise mazeret bulmak için kullanılan bir araç.</span><span style="color: black; font-size: 16.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div style="background: white; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="color: #444444; font-size: 16.0pt;">Medeniyetin, barışın, birlikte
yaşamanın/yaşayabilmenin anlam (/ve duygu) dünyasının mottoları ise farklı.
Bütünleyerek, benzerlikleri bularak ilerliyor. (</span><span style="font-size: 16.0pt;"><a href="http://arsivde.blogspot.com.tr/2014/01/mesneviden.html"><span style="color: #4d469c; text-decoration: none;">Mesnevî’deki
Şaşı Çırak </span></a><span style="color: #444444;">hikayesi – </span><a href="http://arsivde.blogspot.com.tr/2008/06/fihi-ma-fih-iindedir-ne-varsa-iinde-den.html"><span style="color: #4d469c; text-decoration: none;">Fihi Ma Fih’in
54. Bölümü</span></a><span style="color: #444444;">). Din inşa edici, düşünce ve
insan yanılmaya/eleştiriye/neşeye açık ve sosyal.</span></span><br />
<span style="font-size: 16.0pt;"><span style="color: #444444;"><br /></span></span>
<span style="font-size: 16.0pt;"><span style="color: #444444;">Düzeltilmedi</span></span><br />
<span style="font-size: 16.0pt;"><span style="color: #444444;"><br /></span></span>
<span style="color: #444444;"><span style="font-size: 21.3333px;">Not:</span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-size: 21.3333px;"><br /></span></span>
<span style="color: #444444;"><span style="font-size: 21.3333px;">* Tanrı ışığı tanımlamasına daha evvel "Kadın Tanrı ışığıdır" da rastlamıştık. </span></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-32694232654355504362018-09-25T01:01:00.003+03:002018-09-25T20:17:47.216+03:0029<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #1d2129; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #1d2129; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Meraklısına notlar : "Kim o?", "Ben",
"Var git oyalan biraz", "Kim o?", " Sen",
"Gir de biraz soluklan" ı "Ben ol da bil!" üzerinden okumak
lâzım. Onu da "Kendini bil!" den. İsteyen buradan Mead ve Levinas'a
çıkar isteyen "Bedevi ve karısı" hikayesine.</span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-18380444657745109382018-09-18T14:38:00.000+03:002018-09-28T16:11:27.379+03:0028<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDvbVgY1SmKYStqjaZGKrAKhA8YoxAFc4FrT4HHzVEscXZm7nfAcQKUztv2zoXbn5b0WsldmmpAskzAMGqhuLFQaJ_oM8LPlBtS82InsFSLVgYcSgktwZGrsKvJH8lGvHrmBXLCgSNs8rG/s1600/Ads%25C4%25B1z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="638" data-original-width="613" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDvbVgY1SmKYStqjaZGKrAKhA8YoxAFc4FrT4HHzVEscXZm7nfAcQKUztv2zoXbn5b0WsldmmpAskzAMGqhuLFQaJ_oM8LPlBtS82InsFSLVgYcSgktwZGrsKvJH8lGvHrmBXLCgSNs8rG/s400/Ads%25C4%25B1z.jpg" width="383" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Mevlana 2253 den itibaren "Bedevi ve Karısı"nın hikayesini
anlatmaya başlar. Hikaye ikisi arasındaki diyalogla başlar. Oldukça uzun olan
bu diyalog karşılıklı delil getirmeler ve çürütmelerle Sokratik bir diyalogdur.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;"><br />
Hikaye kısaca şöyledir: Çölde yaşayan karı koca çok yoksuldur. Kadıncağız
kocasına yoksulluklarından dolayı şikayet eder, ondan şehirdeki cömert halifeye
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yardım dilemesini için gitmesini
ister. Kocası önceleri yoksulluklarından şikayet etmemesi, yoksulluğu hor görmemesi
için çeşitli deliller getirir, yoksulluğun faziletlerini anlatarak öğütler
verir. Yoksulluğun Tanrı vergisi olduğunu, Tanrının ise adalet sahibi olduğu
için yoksullara başka nimetler vereceğinden söz açar. Karısını ikna
edemeyeceğini anladığında ise sinirlenir ve onu terk etmekle tehdit eder. Kadın
bu durumda geri adım atar, ağlamaya başlar. Karısının göz yaşlarını gören
bedevi üzülür ve karısının dediğini yapmaya ikna olur.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Karısının ağladığını gören bedevinin hâlini anlatan bölümü alıntılayıp işe
başlayalım :</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">2442 Peygamber dedi ki: Kadın, akıllılara, gönül ehline adam-akıllı
üst olur.</span></i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Bilgisizlerse kadınlara üst olurlar; çünkü omlar sert, pek kaba kişilerdir.</span></i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">İncelik, lûtuf, sevgi azdır onlarda; çünkü yaratılışında hayvanlık
üstündür.</span></i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Sevgi, acımak, insanlık huyudur; öfkeyle istekse hayvanlık huyları.</span></i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Kadın, Tanrı ışığıdır, sevgili değil; kadın, sanki yaratıcıdır; yaratılmış
değil.</span></i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Mevlâna alıntıya iyi huylu bir kocanın vasıflarını anlatacakmış gibi
başlar. Oysa ikinci mısradan itibaren insanın, gönül ehlinin niteliklerini
saymaya başlar. Ve hikayenin içinde tüm insanlığı (kocayı, bekarı, erkeği,
kadını – herkesi) kapsayacak bir şekilde ilerleyip “Kadın, Tanrı ışığıdır” ile
hikayeye döner. Arada saydığı sadece iyi huylu bir kocanın vasıfları değil, tüm
insanlığın vasıflarıdır.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Mevlâna akıllı ve bilgili olmayı gönül ehli kişilerin bir vasfı olarak bir
arada anar. Akıl ve bilgiyi toplumsal yönleri üzerinden tekrar
tanımlanırken iyi vasıflar olarak güvenceye alınır. Bugün rasyonel düşünme
olarak algıladığımız akıllı ve bilgili olmak incelik, lûtuf ve sevgiye sahip
bir tabiata sahib olmadır.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Mevlâna’ya göre. Yani, rasyonel düşünmenin dışına taşarak insanı duygu
dünyası, huyları, karakteri ile akıl ve bilgi ile birlikte bir bütün olarak ele
alıyor. (Aristo'nun Nikamakhos’a Etik’te cahil ahlaklı olamaz demesi aklıma
geldi.) Burada ilginç bir noktaya geliriz, gönül sahibi olmanın vasıfları
biri(leri)ne yönelmesi gereken vasıflardır. Issız bir adada yaşayan için
inceliğin kendini göstereceği fırsat yoktur. Anlatılan insan toplum içinde
yaşayan biridir.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Bedevi karısını ikna etmeye çalışırken meseleyi kavramak ve yorumlamak için
de değişik bakış açılarını denemek zorunda kalır. Önce soyut, kitabi kavramlar
üzerinden iknaya çalışır. Bunları yaparken eşinin bakışını önemsemez. Kendi
ezberi üzerinden deliller getirir. Bu noktada o eşine öğüt veren bir kocadan
bir vaizden, öğütçüden farklı değildir. Kendi özel durumlarını görmez, ona göre
hüküm vermez. Karısının ağladığını gördükten sonra ise o eşinin kalbini kırmış
bir eşe dönüşür. Bedevinin yeni tavır alışı kendini eşinin gözünden görüşü ile
mümkün olmuştur demiyorum, bu çok iddialı olur. Ama buna yakın bir şeyler de
var. Başkasının gözünden görme işi çağdaş felsefenin işi. İşi çağdaş felsefeye
bağlamadan, ama onu da hatırlatarak daha basit bir şekilde ele alalım.
Bedevinin karşısında kalbi kırık biri vardır, bu kalp onun "hoyratlığı" yüzünden kırılmıştır. Bedevi iddialarından (sanırım) vaz geçmiyor.
Bununla birlikte yeni bir tavır alıyor. Ona bu esnekliği sağlaya şey eşine
duyduğu sevgi. Karısının gönlünü yapmak isteyen duyarlı bir kocaya dönüşür-
duyarlı kocadan kasıt, dinleyen ve karşısındakine yönelen, ona ihtimam gösteren
insan. Yönelim yorumunu insan ilişkilerinde arayacağız ve böyle bir durum Hz.
Ali kıssasında da karşımıza çıkacak. (C.1- 3720)</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Bu noktada sorabileceğimiz soru şu olacaktır. Gönül ehlinin bütün vasıfları
sadece incelik, lûtuf, sevgiden mi ibarettir? Toplumsallaşmayı gerektirmeyen
başka huyları, vasıfları da olamaz mı? Bu mümkün. Fakat buradan yola çıkarak gönül
ehlinin önemli vasıflarından birinin karşısındakine ihtimam olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Hikayenin ilerleyen bölümünde göreceğimiz gibi saliki yola
düşüren ya da onun yolunu açan da bu ihtimam olacaktır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;"><br />
</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><br />
</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 9.5pt;">ANLATIM ÜZERİNE BİR KAÇ NOT:</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 13.0pt;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Mevlâna tasavvufi kavramları anolojilerle anlatma yoluna gidiyor. Okuyana
kavramın birkaç niteliğini vererek okuyana meseleyi sezgiyle anlama imkanı
veriyor. (Meşhur körlerin fillerin birkaç niteliğini vererek sezdirme.) Bunu
can, gönül ehli gibi soyut kavramlar için yapıyor. Kavramın tanımını bu yolla
kapatmıyor, kesinleştirmiyor yeni nitelikler için tanımın sınırlarını açık
bırakıyor. Tabii dinleyeni de hikayeden koparmamış oluyor bu yolla.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 13.0pt;">
<i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">2293 Şeyhini can sanır oysa bedendir.</span></i><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;"> Can / beden
ikiliği kurarak bedenin özellikleri vererek okurdan can'ı anlamasını bekliyor.
Muhtemelen beden, dünyevi arzulardan geçememiş, hâlâ onlara esir olan kişiyi
anlatıyor. Peki can? Bedene göre daha muğlak bir şey olan can; görbildiğimiz,
tanıdığımız beden kavramından anlıyoruz Beden tanımına aklî bir işaret, can
tanımına ise henüz buradan bakan derviş/okuyucu/muhip/meraklı için
sezgisel bir işaret var. Beden sahibini alamız kolay, onun değili üzerinden de
“can”ın ne olması gerektiğini sezeriz.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Mevlâna bir hikaye anlatıyor olmanın avantajını kullanır. Peşi sıra
tasavvufi bir anlatımı olduğu beyitleri dünyevi anlatımın olduğu beyitler takip
eder. Geçişler çok hızlıdır böylece bir hikayenin içinde iki farklı anlatım
kendine yer bulur. Dinleyen her iki katmanı da izler. 2320/21 ve onu takip eden
2322/23 ile 2327 ve 2329'a bakılabilir.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><br />
</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;"><br />
<br />
*</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Genel kabul görmüş bir düşünceye göre Mesnevi kültürel kodlarımızdan
biridir. Bu büyük hacimli eserin bir etik anlayışını içinde barındırdığı
söylemek abartı olmayacaktır. Etik terminolojisi üzerinden konuşabilmek için
onun metafizik ve epistemolojik anlayışını, bakışını ortaya çıkarmak
gerek. Etik değerlerini gerekçeleyebilmek için buna ihtiyaç var </span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">İnsanının görüşünün gücü
kadar anlayışa sahip olduğu konusunda</span></b><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;"> ise bu bölümde bir hatırlatma var.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">2371 ve 2372 insanın görüşünün sınırlılığı üzerine. Devam eden bölüm bu
konu üstüne, başlık: " Herkesin hareketi, (düşünme/anlama değil hareket.
Neden?) bulunduğu durağa uygundur, herkes herşeyi kendi varlık çevresinden
(ufku diyebilir miyiz?) görür." İnsanının ufkunun sınırlı oluşu da
faniliğinden neticede.</span><span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 13.0pt;"><o:p></o:p></span><br />
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;"><br /></span>
<span style="color: black; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 14.0pt;">Düzeltilmedi</span></div>
<br />Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-801579100949450710.post-6038565471315278652018-06-12T14:02:00.001+03:002019-05-20T11:19:14.865+03:0027<div style="background-color: white;">
<br />
<div style="background: white; margin-bottom: 4.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<span style="color: #1d2129; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: 4.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<span style="color: #1d2129; font-size: 14.0pt;">İrfan son tahlilde sorumluluk içeren bir yargı gücüdür. Dünya ile değerlerle
ilgili. Bu yüzden akılsız olmaz. Derinliği faniliği, yanılabilirliğini
bilmesinde. Bu yüzden arif yargısını eleştiriye, düzeltilmeye açık tutar.
Tasavvuftaki tevâzunun neşet ettiği yer burasıdır. Tasavvuftaki akıl eleştirisi
Tanrıyı akılla bilme için, tüm zamanlar için doğruyu bildiği iddiasını
eleştirmek için vardır muhtemelen, ki bu başka bir meseledir.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; margin-bottom: 4.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<span style="color: #1d2129; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; background: white; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; margin-bottom: 4.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 4.5pt; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="color: #1d2129; font-size: 14.0pt;">*<o:p></o:p></span></div>
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; background: white; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 4.5pt; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="color: #1d2129; font-size: 14.0pt;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; background: white; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 4.5pt; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="color: #1d2129; font-size: 14.0pt;">His düşüncenin muadili değil.
Düşünce her zaman bir hisse eşlik eder. Saf düşünce ancak makinelerin işi. His
düşünceyi, düşünce hissi etkiler, dönüştürür. His tek başına bilgi sağlayıcı
bir şey olmamasına rağmen düşünce ile bir araya geldiğinde (bakış açısını değiştirerek) bilgiyi
şekillendirir. Burada kast edilen bilgi etiğin, hukukun, siyasetin alanına
giren bilgi. Geleneğin diliyleyse irfan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br /></div>
Enis Dikerhttp://www.blogger.com/profile/05147392928209623163noreply@blogger.com0