Kendini bilme dendiğinde ilk akla gelen zaaflarını
tanıma. Fakat zaaflar da kendiliğinden
ortaya çıkan şeyler değil. Bir olayın, durumun gerçekleşmesi lazım ki kişi o
olay karşısında verdiği tepkide kendini görebilsin.
Bu yetiyor mu? Sanırım yetmiyor, çünkü kendini takip eden, eleştiren açık bir bilince, niyete de ihtiyaç var. Olaylara verdiği
tepkileri eleştirecek, ders çıkararak değiştirmeye, iyileştirmeye yönelebilecek bir bilinç.
Bu da yetmiyor sanırım. Tüm bunlardan bir proje çıkaracak
bir akla, bunu işleme koyabilecek bir hafızaya ve iradeye de ihtiyaç var. Bu hafıza kendini projeyle uygunluk konusunda yeni olaylar karşısında değerlendirebilmeli aynı zamanda. Kendini bilme bitmeyen dinamik bir süreç, sürekli bir oluş. Bir olmuş bitmişlik değil.
Kendini bilmek bu anlamda hatalarından öğrenmek bir
yerde.
Kendini bilme macerası zaafları tanımanın yanında sınırlarını bilme, tabiatını öğrenme ya da yetenklerini sınama vs. olarak da açıklanabilir belki. Zaaflar içinse şimdilik kaba taslak bunlar yazılabilir herhalde.
Kendini bilme macerası zaafları tanımanın yanında sınırlarını bilme, tabiatını öğrenme ya da yetenklerini sınama vs. olarak da açıklanabilir belki. Zaaflar içinse şimdilik kaba taslak bunlar yazılabilir herhalde.
2 yorum:
Faniliğini bilme, bakışının anda sınırlılığını sonluluğunu...
Bu daha doğru. Bilincin akışı, insanı kendini farkında oluşu açısından düşünmeye çalışmıştık. Yorum için teşekkürler
Yorum Gönder