27 Mart 2008 Perşembe

Farkındalık çalışmaları üzerine

Farkındalık deneyimleri aslında kökleri eskide olan ama yeniden harmanlanarak sunulan farklı tekniklerin sonuçları . Özünde vadetiği sukunet ve kendine dönüş. Bir tekamül ve bilgelik olarak da uzun vadeli projeksiyonları var. Değişen ve hızlanan zamanda bu hıza bir karşı koyuş çabası. Günde 10-15 dakikalık seanslarla ruhsal ihtiyaçların giderilme çabası.

Farkındalık çalışmalarının kökenleri panteist ve doğacı, şamanist izler taşıyor. Küçük, küçük teknikler olarak sunulsada temeli arandığında altından hint ve uzakdoğu dinlerinin çok tanrılı inanışları çıkıyor. Kendine dönüş çalışmları bireysel çalışmalar ve kişisel mutluluk vadediyor. Bu yüzden bu çalışmaların toplumsal yanı yok. Dönüştürüldükleri zamanın ,tüketim toplumunun, bireyselci izlerini taşıyorlar workshoplar. Ruhaniyet hayattan izole edilmiş vakitlere sıkışmış. En fazla bu teknileri uygulyanlara sukunet verdiği için kişisel barışın topluma bir katkısı olabilir.

Farkına varılacak şeyin, sukunetin nasıl bir ahlaki temele oturacağı , bu ahlaki temel üzerinden tekamülü nasıl gerçekleştireceği de net değil. Ahlaki referanslar Budadan , Konfüçyüsten. Referansların yapıldığı adı geçen bilgelerin yaşadığı zaman ile şimdiki zaman arasındaki toplumsal yapı farklı. Bu yüzden inziva vb arınma yöntemler günümüz için uygun değil. Farkındalık teknikleri küçük küçük teknikler olduğundan büyük resme ulaşmak uygulayacını gayretine kalınıyor. Bu gayretin neticesi ise karma, reankarnasyon, vejetaryanlık vs. vs.

Kendine dönüşünün bir başka sonucu ruhsal kazanımlar , öngörüler , psişik güçler kazandırıdığı iddiası ile kutsal insana kapı açması. Kutsal insan ise peşisıra her ortaya çıktığında bir hiyerarşiyi peşinden sürüklemiş, itaati emretmiş , sorgulamayı, sorgulanmayı redetmiştir.

2008 de Türkiyede neler olacak
yazısının düşündürdükleri

Hiç yorum yok: