30 Mart 2012 Cuma

Bir kabahat olarak neşe



Sakınmak gayesindeki neşe bir dikene dönüşebilir mi? Neşe kendi yurdundan çıkıp teselliden seslenmye başladığında, derde sağırlaştığında, farkında olmadan dikteye dönüştüğünde belki.

Ya da neşe, sırtına defalarca odun yiyip de unutulanın ayakta kalmasına bir koltuk değneği olduğunda; bir ayakta kalma inadı, defalarca dağılanın bütün parçalarını toplamak için bir tutkal olarak kullandığında, olumlu düşünmenin bir aracına dönüştüğünde  kederin sesine sağırlaşıp pekala bir kabahat olabilir.


24 Mart 2012 Cumartesi

Tatil neşesi

Şimdilerde geç saatlerde yayınlanan sohbet programlarının sunucularını Kermit'e benzetmem çocukluktan kalma bir bakış mı bilmiyorum:)

Muppet Show çocukluğumuzun güzel anılarından biriydi. Zamanın meşhurlarını, şimdinin sohbet programlarında olduğu gibi çıkarırlardı. Konu bulmakta zorlanmıyorlardı. Bohemian Rapsody'nin klibi bile dalga geçilecek bir konu olabiliyordu. Tabii Muppet Show'un karakterlerine göre yeni bir yorumla, uslupla:)



Bizde de bir kukla geleneği olmasına rağmen üzerine gidilmemiş nedense. Oysa çocukken televiyonda Ramazan programlar arasında oynatılan Karagöz ve Hazivat'a nefesim kesilen kadar güldüğümü hatırlarım.

Bizdeki mizah sanatçıları daha çok taklite yönelmeyi seviyorlar. Senaryoya bağlı uzun süreli işlerin daha maliyetli, ekip işiyle yapılmış olmasından herhalde. Amatör zevkle işe başlandığından olsa gerek.

Pide klibinin ekibinin de amatör bir ruhla yapmış olduğu klipler eğlendirici çalışmalar:)




Genede her başarılı çalışmanın yüksek bütçeyle yapılması şart değil. Bir oyuncak ayı ile yapılmış Misery Bear buna en güzel örnek sanırım.

Arkadaşını yemeğe çağırmış bir oyuncak ayının hazırlığındaki detaylar, günümüz insanın telaşını hicveden uslup şaşırtıcı ve oldukça zekice hazırlanmış.

Yeni Türk Ticaret Kanunu 1

Eğer bir erteleme olmazsa, yeni Türk Ticaret Kanun'u 1 Temmuz 2012'de bazı maddeleriyle yürürlüğe giriyor. Yürürlük tarihleri itibariyle kademe kademe uygulamaya giriyor olacak.

Yeni kanun ne getiriyor? İlk göze çarpanlar :

* Yeni kanun ortakların şirkete borç para vermesini yasaklıyor. Daha evvelki vergi kanunlarıyla ortakların şirketten borç alması yasaklanmıştı. Bu sefer de borç para vermesi engelleniyor ve sıkı cezalar, hapis dahil, öngörülüyor.

*Yürürlükteki tekdüzen muhasebe sistemi 2013'ün başından itibaren kalkıyor. Yerine daha oyuncaklı bir muhasebe sitemi olan TFRS geliyor. Fakat TFRS'nin hesap planı henüz ortada yok. Eski kurul bir çalışma hazırlamış, ama yeni ihdas edilen Kamu Gözetim Kurulu'nun bunu kabul edip etmeyeceği, değiştirip değiştirmeyeceği belli değil. Ve maliyeninde bazı konulara itirazı olduğu da söyleniyor. Bu yüzden şu anda verilen eğitimler afaki bir hesap planı üzerinden yapılıyor.

* Yeni kanunla, mali tablolarun eski adlarıyla gelir gider, bilanço ve eklenen net akış tablosu ve ortaklar tablosunun kurulacak internet sitesinde ilan edilmesi zorunluluğu getirildi.

* Faturalarda, perakenda satış fişlerinde, teklifnamelerde ve işle ilgili tüm evrakta şirket hakkında ticaret sicil kaydının nosuna kadar detaylı bilginin yer alması isteniyor. Bunun yanında şirketler için tasdik edilmesi zorunlu yevmiye, kebir, envantere ek olarak üç defterin daha tasdik ettirlmesi gerekiyor.Ve bunların kapanış tasdiklerinin yapılması şart koşuluyor. İleri bir kanundaki! bu noter sevgisi, beyana güvensizlik ise anlaşılır gibi değil.

* Kanun denetçilik konusuna da el atmış ve üç çeşit denetçiden bahsetmiş, işlem denetçisi, faliyet denetçisi, özel denetçi. İşlem denetçiler şirketlerdeki sermaye artırımı, genel kurul çalışmalarında raporlama yapacaca ve temmuz 2012'de yürürlüğüe girecek. Faliyet denetim ise 2013'de başlayacak ve tüm şirketler için zorunlu olacak. 2013'ün başında şirketler genel kurul kararıyla denetçileri atayacak.

Kimler hangi şartlarda denetçi olacak henüz belli değil. Başlangıçta beklenti, Türk Ticaret Kanunda ifade edilen denetim işlerini piyasadaki ruhsatlı muhasebecilerin yapacağı yönünde idi. Bu yüzden muhasebeciler tarafından yeni bir iş olanağı olacağı ümidiyle geniş bir destek gördü. Kimlerin denetçi olacağını tespit diğer konularda olduğu gibi Kamu Gözetim kuruluna devredilmiş. Kamu gözetimin bu işi sınavla yapacağı, bu işi büyük denetim firmalarının muhasebe bürolarına bırakmayacağı yönünde. Muhasebe piyasasında da tıpkı aile şirketleri gibi küçük firmaların tasfiyesi kısa bir süre sonunda gündeme gelecek gibi gözüküyor.

Kanunun bu haliyle yürürlüğe girmesiyle bir çok limited ve anonim şirketin önünde iki seçenek olacak;  şirketi kapatma ya da nevi değiştirme. Nevi değiştirmek, mevcut işletmesini kapatmak, adi ortaklık kurarak çalışmaya devam etmek. Kapatacak ya da nevî değiştirecek limited ya da anonim şirketlerin sayısında bir tahminde bulunmak zor. İyimser tahminler beşte birinin kapanacağı yönünde.

Uzmanlar, eğitmenler bu konuda oldukça lakayt bir tavırla, "zaten onlar şirket değildi, kapanırsa kapansın", demekte. İnsanın ekmek yediği, zamanında olmasa da iyi kötü para aldığı bir işletme için böyle konuşması üzücü. Nihayetinde iyi kötü para kazanan, eleman çalıştıran yerler bu işletmeler. Nevî değiştirmeyip kapatan işletmelerde işsiz kalacak olanlara bu kadar umursamaz davranılmamalı diye düşünüyorum. Kaldı ki, gene bu ülkenin kanunlarıyla özendirilerek kurdurulan şirketlerin çalışma şartlarının bu şekilde ağırlaştırılmaları da hakkaniyete uymuyor.

Son not; kulislerde konuşulanlar kanunun, tarih vermeyelim, yeni kanunun erteleneceği yönünde imiş.

8 Mart 2012 Perşembe

Baharı beklerken


Üsküdarlı kumrular valizlerinin telaşında

Kargalarsa demlenmekte bir yaz uykusuna

Güneş baharı toplarken martın ayazında

Aşıklar arşınlamakta hastahane koridorlarında

6 Mart 2012 Salı

Eğitim üzerine notlar :

* Eğitim vatandaşlar için bir hak, devlet içinde yapılması gereken bir ödevdir. Bu yüzden eğitim, anayasa ile güvence altına alımış kamusal bir hizmettir.

* İLO'nun aldığı tavsiye kararlarında çocukların çalışma yaşının üye ülkelerde 16 ya çekilmesi öngörülmüş. Genel kabul 14 yaş, ama bizde 13 yaş olarak uygulanıyor.*

* Eğitimi üzerine ilk düşünceler "bireyi toplumsal hayata hazırlamak" olmuştur. Buna toplumsal hayata alıştırmak, belli bilgileri/müfredatı öğrenmek, toplumun benimsediği yaşam tarzına uyum sağlamak eklenebilir. **

* Eğitimin sosyal tabakalar arasında hareketliliği sağlayabilmesi için fırsat eşitiğini sağlıyor olması lazım. Bunun için çocukların yeteneklerinin açığa çıkabileceği imkanlara ulaşmakta bir engelle karşılaşmaması, yetenekleri çerçevesinde eğitim görmeke zorlanmaması, aldıkları eğitimi hayatta kullanabileceleri imkanlara adil olarak ulaşabilmeleri gerekir. Her kademedeki engelleme hem sosyal tabakalar arasındaki hareketliği bozmuş olacak hem de toplumsal değişmeye/gelişmeye
engel olacaktır.

* Eğitimciler okula başlayan çocukların farklı ekonomik - sosyal gruplardan gelmeleri açısından eşit başlamadığını söylemekte. Bu farkın nasıl kapatılması gerektiği kendi başına bir sorundur. Okul öncesi eğitim bunun için önerilmiş çözümlerden biridir.

* Eğitim aynı zamanda, öyle ya da böyle bir aidiyet üzerinden vatandaşlık inşa eden bir yöne sahiptir. Bu aidiyetin oluşumu neticesinde yasalara uyan, başkalarına saygılı bireyler yetişecekse bu aidiyetlerin tanımı üzerinde dikkatlice düşünmek gerekir.

* Çocukların mesleki eğitime yönlendirilmesinde okul eğitimine başlamadan önceki sosyal farkların kapandığı, yeteneklerinin ortaya çıkmasında bir teddütün oluşmayacağı, İLO sözleşmlerinin ve tavsiyelerinin dikkate alındığı yaşları beklemek faydalı olacaktır. Yaz kampı, ek ders, seminer, seçmeli dersler vs gibi seçeneklerle verilebilecek eğitimler için yeteneklerinin dışında eğitimere çocukların yönlendirilmemeleri de iyi olacaktır herhalde.

*Karma eğitim üzerine son bir söz; kız okullarının/erkek okullarının tekrar tartışıldığı bir dönemde; erkek kardeşi ya da kız kardeşi olmayan çocuklar için karma eğitim karşı cinsi tanımak açısından bir fırsat. İlerki hayatlarında karşı cinse nasıl davranılır, sınırlar nedir vs. öğrenmek açısından. Bunun ötesinde, illa bir fayda ummadan, daha eşitlikçi olduğu için karma eğitim daha savunulur ve makul gözüküyor.


*Sosyal Politika sh.255-AÖF yayınları
http://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/CEK101U.pdf
* Sosyolojiye Giriş 219-232-AÖF yayınları
http://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/SOS101U.pdf