19 Şubat 2019 Salı

Felsefe ne işe yarar?


Felsefe ne işe yarar? Felsefe putları kırmaya yarar. Genel kanaatin dikte ettiği kötülüğü red etmeye, olguları ve olayları kendi alet çantasıyla yeniden değerlendirmeye yarar. Bunu yaparken de evreni ve dolayısıyla insanı yeniden tanımlamaya çalışır.

Felsefe putları kırmaya yarar; uzman görüşleri, genellemeler, değerler, istatistikler de yanılabilir. Yanılmasa da her görüş zaman ve yere göre değişebilir, derinleşebilir, istisnaları ile elden geçirilebilir. Bir meseleye eleştirel yaklaşmak onun tersini düşünmek değildir. Bir meselenin muhalifini düşünmek çoğu zaman düşünmeye başlamanın sadece pratik bir ilk adımıdır. Eleştirel düşünce, diyalektik düşünce eleştiriye açık bırakıldığında anlamlıdır. Bu yüzden refleksiftir. Yani yeniden, yeniden düşünülmeye, eleştirilmeye açıktır. Uzmandan gerekçe talep eder. Gerekçe ile yetinmez, öncüllerle sonucun sağlamlığını, bağıntısını tartar. Genellemelerin istisnalarını yoklar, istisnanın genellemenin sağlamlığını ne kadar etkilediğine, zamanın ve konumun etkisine bakar. İstatistiklerin kapsamını, koşullarını inceler. Onların, çoğunlukla doğruyu değil bir eğilimi verdiğini hesaba katar. Bütün bunları yaparken kendi alet çantasını en sıkı şekilde tekrar tekrar elden geçirir, düzenler, değiştirir.

4 Şubat 2019 Pazartesi

31






        
Kimin elbisesi bir aşk yüzünden yırtıldıysa hırstan, ayıptan tamamiyle arındı o.

Sevin a sevdası güzel aşkımız bizim; a bütün illetlerimizin hekimi bizim. 22-23


Sevginin, aşkın eşlik ettiği bilincin yönelişi anlamaya, problem çözmeye yönelen zihne göre daha uzun ömürlü. Zihin bir mesele ile uğraşırken, onu anlamaya çalışırken ya da bir problemi çözmeye çalışırken böyle değil. Mesele anlaşıldığında, problem çözüldüğünde bilinç hemen bir başka şeye yöneliveriyor. Böyle bir yöneliş süreli. Sevgiyle, aşkla yönelme ise süreklilik arz ediyor.


*

Sevgi duygusunun düşünceye eşlik etmesiyle korkunun eşlik etmesi farklı. Korku, yanlışlardan sakınmaya yönelirken; sevgi iyileştiren yapıcı, düzenleyici davranışlara  yöneltir.  Sevgiden adalete giden yol korkudan giden yoldan daha kısa olmalı. Yani eyleminin gayesi sakınma olan bir motivasyonun kendi zararından çıkıp başkasına ulaşması vakit alır Sorumluluktan anlaşılan da daha bireysel. Öncelikle zarar görmemeye odaklı.Her iki duygunun da farklı düşünme tarzlarına yol açtığı söylenebilir.

*


Bir başkasının gönlünün kırık olduğunu nereden biliriz? Onun gözünden bakarak. Bu “el alem ne der” ve “köle efendi diyalektiğinden” farklı bir öznelerarasılık. Gönül alma, iyileştirme ve düzeltme ediminin ön planda olduğu bir edim. “Gönül alıcılık” ayrı bir düşünce tarzının, uyanıklığın, tecrübenin işi. Sevginin, sakınmadan ön planda olduğu bir bakıştır. Gönül almaya niyet bir yönelişi ister. Bilincin bu görüşe açık olması gerekir. Bu ayrım seçici bir yöneliş. Karar verme edimleri, seçicilikte fark ediyor. Düşünme tarzını etkilemesi öncelikleri değiştiriyor.

Burada bizi bir soru bekliyor : "Gönül alıcılık" nedir? Davranış tarzı? Hassasiyet? Bir beceri? Bakış açısı? ..... Cevabı henüz olmasa da şunu söylemek mümkün sanırım, başkasına açıklık, dışa açıklık diye tanımlanacak bir şeyler var.Ek olarak bir tercih olduğu söylenebilir, niye herkeste olamadığını da düşünerek.Bazı insanlar niye bunu tercih eder? Yine bir özgür seçim olduğu eklenebilir.Getirisinin muğlak olduğu ve çoğu zaman vakit ve nakit kaybettirdiği. Peki duygudaşlık, kendini sorumlu hissetme?

Hal deyip geçmek de mümkün. Ama o zamanda hali açıklama problemi var.
*


Hesaplar planlar içinde insanın bu hay huydan çıkıp kendini dinlemesi olayları gerekliliklerin, görünürlüğünün dışında iyilik ve kötülükleri için değerlendirmesi zor. İşte ibadete illa bir işlevsellik verilecekse bu olabilir. Nefes alıp başka açıdan değerlendirmeyi., hırstan planlardan soyunmayı. Bu sayede tekil olaylar ve olgular tekrar organize edilirken mutlak olana yönelme ile yaşam dünyası üzerinden kendimizi tekrar kurarak öncelikleri yeniden sıralama. Fakat bu hâlâ bir mesafeli ilişki gibi durmakta. Kant'ın güzelin ve yücenin tecrübesi için söylediklerine tekrar bakalım. Sevgi ve aşkı bunlar üzerinden yeniden düşünmek mümkün gibi geliyor. Sonuçta aşk ve sevgi güzel ile yüceden doğmaz mı?: Kavramların dışına çıkmak ve ereksiz bir ereklilikle güzeli bütünülüğü içinde kavramak/sezmek. İşte bu. yakınlığın azalmasnı sağlayabilir.- Güzelin tecrübesi ile. estetik beğenide olduğu gibi kavramların dışına çıkılıyor. Kant'ın şeması üzerinden gidersek ....,güzelin tecrübesi niye önemli 1 Davranışları inceltiyor 2. Mutlakı kavramada yakınlaştırıcı bir rol oynuyor