24 Temmuz 2010 Cumartesi

Millet

"Ulus-devletle birlikte, siyasî toplumsallaştırma biçimleri de artık işlerliğini yitirdiğinde vatandaşlar, ilişkilerin anonim biçimde örgüleştiği bir dünyada tek başına kalcaklar ve burada, kendi önceliklerine göre sistemli yatarılmış tercih hakları arasında seçim yapmak zorunda olacaklardır ("Öteki" olmak "öteki"yle yaşamak -Jürgen Habermas sh.33)"

Tarihin çok uzun zamanlarından beri, belki yazılmaya başlandığından beri, bir Çinli bir Hintli vardır. Krallar, rajalar, yönetimler değişse de bir Çinli, bir Hintli vardır. Bu manada bu topluğu isimlendirme sıkıntısı ise acaba ideolojik mi? Millet, ırk, kültür demek farklı tercihlerin neticesine isimlendirme mi acaba? Ya da tersten sorarsak bir Çinli için Çinli olmak sadece teninin rengi ile mi alakalıdır?

İngiltere tarihten kalksa da İngilizler (bu ne demek olacaksa)tarihten kalkar mı? Millet kavramı eskiden başka turlü bir anlam ifade edermiş. Bu yüzden yeni anlamı için yapay denildiğini okumuştum. Tepeden bakınca (monarşilerden ulusal devlete geçişte halkı tanımlamak,haklar vermek, vergi asker gibi taleplerde bulunmak için sonradan isimlendirmek anlamında)belki ama pratikte sanki doğrusuna dönülmüş gibi duruyor. Ulus devletler bitecek tartışmalarında ortak dile, ortak yaşayışa sahip, dine bakışı benzer olan insanlar topluluğu tarihte devletlerden daha uzun ömürlü gibi. Hayata bakışları da aynı oldukları sürecede bir millet olarak bir şekilde var olacaklar sanki. Artık tükenmiş olduğu ayan beyan ortada olan, teslim olmuş olan bir Osmanlı Devletine rağmen bir Kurtuluş Savaşı için insanları ayağa kaldıran, bir araya getiren bir toplumsallaşmanın var olmuş olması gerekmez mi? (Buna ister kültür, ister beraber yaşama arzusu, ister bağımsızlık derdi, ister zülme karşı duruş saiki diyelim)

AVM çılgınlığı

Bakırköy'den Silivri'ye giderken inşaatı devam eden, irili ufaklı bir sürü alışveriş merkezine rastladık. Alışveriş merkezlerinin cazibesi eski bir kazanç kapısına, dükkancılığa dönüş gibi duruyor. İşletemecilerine yüksek kiralar vaad eden avm' ler -yaptıkları işlerde bir maliyet unsuru olarak bu merkezlerden alıveriş yapanlara geri dönüyor.

"Kahraman bakkalın süpermarkete karşı" yaptığı savaşı izleyeli nerdeyse onbeş yıl oluyor. O süpermarketler şimdilerde avmlerde bir dükkan olarak yer tutup ayakta kalma savaşı veriyo. Ekmek ve gazete satarak ayakta kalmaya çalışan bakkallar ise artık iyice azaldı. Ayakta kalabilenler tekele, talih oyunlarına dönerek ayakta kalmaya çalışıyor.

Avm lerin hedefi zanediyorum ki uydu kentlerde yaşayanlar olmaktan çıktı. Orta gelir gurbundaki herekesi hedef alıyorlar. İçlerinde lüks tüketim malları satanlarla, sadece araba satışına odaklı olanlar gibi daha dar bir kitleyi hedefleyenlerde var. Gençler için fast-food yemek, sinema ile sosyalleşmek manasına geliyor. Bu yüzden de devamlı kalabalıklar. Kredi kartı kullanımındaki acemlikler azaldığı için tüketici eskisine göre daha dikkatli.

Avmler büyük şehirlerdeki saltanatları daha küçük illere yayılacak gibi. Kanuni önlemerin alınmasında geç kalınması, aralarına mesafe konması yonundaki isteksizlik, çalışma saatlerine kısıtlama getirilememiş olunması - mütevazi bir işletme açarak bir iş kurma hayalinde olanların umutlarını tüketti.

Avm lerin gelecekleri sayılarının artması, ekonomik kriz ile tehlikede. İlk açılan avm'nin sera olarak kullanılmaya başladığını geçenlerde okunduk. Alım gücünde bir artış olmazken yeni açılan avmlerin sayısında ki gözle görülen bu artış, onların gelecekleri hakkındaki soru işaretlerini çoğaltıyor.

Büyük balık, küçük balıkları yuttu. Büyük balıkların durumu ise belirsiz.

20 Temmuz 2010 Salı

Tarih nedir?



1892 doğumlu İngiliz tarihçi Carr’ın birçok dile çevrilerek elden ele dolaşmış ünlü broşürü. Tarihçinin okuruna karşı sorumluluğunu yargıladığı eser. Başta Cambridge Üniversitesi olmak üzere çeşitli eğitim kurumlarında verdiği konferansların derlenmesi. Sovyetler Birliği uzmanı Carr’ın her düzeydeki okuyucu tarafından keyifle okunabilecek yöntem bilim denemesi.

Kitapyurdu adresi

İçindekiler

1-Tarihçi ve Olguları
2-Toplum ve Birey
3-Tarih, Bilim ve Ahlâk
4-Tarihte Nedensellik
5-İlerleme Olarak Tarih
6-Genişleyen Ufuklar

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Devam

Nefes almadığının farkındaysan ve

Karanlık bir yerdeysen, bu iyi bir haber

Gidecek bir yerler var demek

Bavullar toplanmış, yataklar denkleşmiş

Ne gam.

9 Temmuz 2010 Cuma

Seyir?

'An'dan an'a geçiş bir seyir. Bir su damlasının akışı gibi ya da bir nehirin akışı gibi ama gelişi güzel değil, yatağında. Seyirde oluşun farkında olmak ve ona katılmak ve bir ufka doğru ilerlemek... Buna özgürlük demek mümkün mü emin değilim.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Seyir defterinden

Seyir halindeyiz nehirde,

Nehirse yatağında seyirde.

Bir seyrin içinden, seyir halindeliği

Seyretmekteyiz mütemadiyen.

1 Temmuz 2010 Perşembe

Deneme

Ardımda yıkılmakta olan bir dünyanın

Solgun, yüzü mahçup, hoşa gitmiş sözlerin

Söylenmeyecek öykülerin her biri dönüp der ki

Ah etme geçen geçti gönülse hep yorgun