19 Kasım 2017 Pazar

..


Üç doktorun aynı gün intiharı - Entelektüelin toplumsal bir sorumluluğu var mıdır?  

Basit düşünelim karşımızda hiç tanımadığımız birisi açlıktan sıkıntı çekse kendimizi sorumlu hissetmez miyiz? Bunun neticesi olarak, yapabileceğimiz bir şeylerin olup olmadığını düşünürüz. Elimizde bir simit varda onu paylaşır, ya da tamamını ona ikram ederiz. Belki üç beş kuruş bir şeyler verip karnını doyurmasına yardım ederiz. Peki bu sıkıntı açlıktan değil de bir başka şeyden, mesela ruhi bir kaynaktan gelen bir sıkıntı ise ve maddi sonuçlar doğuruyorsa ya da doğurmayıp sadece kıvrandırıyorsa. Mesela gazeteler üç doktorun aynı gün intihar ettiği haberini yayınlıyorsa gene kendimizi sorumlu hisseder miyiz? Bu haber karşısında üzülürüz fakat bunu o doktorların şahsi meselesi, onların dayanıksızlığı, kaprisi, şımarıklığı olarak mı algılarız? Üç intihar karşısında kendimizi sorumlu hissettirecek şey nedir? Bunu engelleyebilme imkânı? Tekrarını engelleme gücüne sahip olma?Sorumluluğu doğuran düzeltme imkanına sahip olma gücü olacaktır muhtemelen. Zamanı geri çevirme imkânı yok. Bir feryadları varsa duyulmadı. Tekrarını engellerme? Ama nasıl? Teker teker herkese ulaşma imkanı da yok. Üç  doktorun aynı gün intiharı ilk elde bir sistem hatasını düşündürür. Olmayabilir de, tamamen bir tesadüfte olabilir. Bunu öğrenmek çok zor bir şey değil. Yaşamları, geride bıraktıkları bu sorunu çözmeye yeter. Sistem sorunu çok karmaşık sebeplerden kaynaklanmıyorsa burada düşünebilen herkese düşen bir sorumluluk payı var: İlk elde sistemin hatasını bulup, ifşa etme. Sadece entelektüelin değil herkesin görevi. Sonrası? Toplumsal duyarsızlıklar had safhada olabilir ya da toplum erdemsiz olabilir, faydacı bir toplum bütünün hayrı için verilmesi gereken fireler olarak görebilir intiharları. Böyle bir durumda ikinci görev her halde erdemin yeninden gerekçelendirilip, inşa edilmesi olacaktır. Psikolojinin kutsal bir alan olara yükseldiği bir dönemde bizi kıvrandıran sorunların toplumsal sebeplerini görmek için yüzümüzü tekrar bu alana çevirmekse emek istiyen tehlikeli bir iş olacaktır. Burada baştaki soruya da geri dönebiliriz. Entelektüelin toplumsal bir sorumluluğun olduğu ve bunun bazen yaşamsal olduğu sonucunu çıkarabiliriz.


9 Kasım 2017 Perşembe

..


Çorak bir tasfiye iklimindeyiz bu akşam

Birçok şey ya solup kaybolmakta ya da uzaklaşmakta


Kendi nefesimizin rüzgârıyla dolmakta yelken.

ya da

Tuhaf bir tasfiye iklimindeyiz bu akşam

Birçok şey ya solup kaybolmakta ya da uzaklaşmakta

Yelkenlerse bu mavi sessizlikte

Sadece sözün rüzgârıyla dolmakta

ya da 

Tuhaf bir tasfiye bu

Ne varsa ya solup kaybolmakta ya da uzaklaşmakta

Yelkenler bu mavi sessizlikte 

Sadece sözün rüzgârıyla dolmakta

ya da

Tuhaf bir tasfiye bu

Ne varsa ya solup kaybolmakta ya uzaklaşmakta

Yelkenler bu mavi sessizlikte 


Sadece sözün rüzgârıyla dolmakta