Adil gelir dağılımı mı? Daha adil gelir dağılımı mı?
Adil gelir dağılımı sanki nihai bir noktadan bahsediyor. Gerçekleşmiş ideal bir nokta . Daha adili ise gerçekleşmemiş, adı geçen hedefe giden bir yerdeki bir denge. Hala ihmal edilmiş bir şeylerin olduğu bir yer. Bazı eksikliklerin görmezden gelindiği yada kerhen görmezden gelindiği. Neticede her ikisinde de bir rahatsızlığın, hakkaniyet arayışının ifadesi var.
Bir diğer soru , emeğin hakkı mı? standart yaşam düzeyi mi? Yapılan iş , verilen iş harcıalem, herkesin yapabileceği sıradan bir iş olabilir. Ama gene de birisinin yapmasına ihtiyaç duyulan her iş için syandart bir yaşam düzeyini sağlayan bir gelire ihtiyaç var. Hakkaniyet arayışlarından birinde işin zorluğu, diğerinde insanların eşitliği var
Burada bir zorluk var gibi adil bölüşüm ile standart gelir arasında. Toplumun genel gelir seviyesi yüksekse bazı insanları gene standart gelir geliyesinde bırakmak adil midir? Elbette burada bir kestaneci ile madenciyi kıyaslamıyoruz. Verilen emek ve işin zorluğu açısından madencinin daha zorlanacağı aşikar. İki ayrı kategori emek-eşitlik düşüncelerinin farklı sonuçları
Bir ikinci soru : Adil gelir dağılmı evet, ama niçin?
Adil gelir dağılımı fikri acaba gelir dağılımının çok bozuk olduğu zamanlarda ortaya çıkmış insani bir istek mi? Yada bir toplumsal ileri gitme, ütopya arzusu mu? Muhtemelen ikisi birden, eşitsizliğin çok artığı belli dönemlerde, bu eşitsizliğin giderilmesi için ihiyaç duyulanları harekete geçirmek maksadıyla yapılan fikri çalışmaların, kabullerin sonucu.
Temelinde diğerinide umursayan ahlaki bir bakış var. Bu makul isteği ilk dillendirenler, gerçi bunu ahlaki bir dayanaktan yola çıkarak değilde toplumun gelişmesinde doğal bir yön, tarihsel bir zorunluluk olarak kabul ettikleri için talep ettiler ise de, (yada bu şekilde dillendirmeyi tercih ettilerse) bu onun ahlaki tarafını yok etmiyor kanatimizce. Gelir dağılımının iyileştirilmesi talebinin insani bir zeminde temellendirilmesine de ihtiyaç var gibi geliyor.
İnsani ihtiyaçların gerçekleşmesiyle birlikte, insanın yeteneklerinin de ortaya gerekiyor. Adil gelir dağılımı insanın tüketim toplumuna kurban edilmesi için , üretimin sürdürülmesi için talep edilen bir şey değil. Yani lüks tüketimden herkesin yararlanması derdiyle yola çıkmış bir şey değil. Bu yüzden temelinde gösterişe karşı bir tavrı olmak zorunda. Çıkışında, kaynakların hor kullanıldığı, bu kaynaklardan daha çok insanın istifade edebileceğine dair bir eleştiriyide içinde barındırıyor .
Adil gelir dağılımında , gelir üzerinde söz sahibi olan, bunu gerçekleştirmeye niyetli bir otoriteye ihtiyaç var. Yoksa kişinlerin gerçekleştirebileceği bir şey değil. Bir yardım kuruluşunun yapabileceği bir şey de değil.
Şimdilik su üstüne çıkanlar bunlar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder