Bin bir yüzlü zaman kalk der
Gölgeyi davetsiz hayaller izler
Dolu bir otobüsün arka koltuğunda
Minübüste ayakta, oturma odasında
Bir sırtlan, bir yarasa sürüsü gibi üşüşür
Orda, burda, çat kapı arkasında
Bir bütünün kırılmış dökülmüş parçaları
İsteksiz toparlanmak istemez
Sıkı bir aklın sorgusundan kaçar hayat
Bir gölgenin içine saklanır insanlık
Güneşte salınan bir yaprak gibi
Unutulup bir şiire hapsolmak dileği
Belki bir tekerleme gibi söylenmek
Hikmet kırıntılarıyla avunmak isteği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder