30 Mayıs 2010 Pazar

Gölge

Bin bir yüzlü zaman kalk der
Gölgeyi davetsiz hayaller izler
Dolu bir otobüsün arka koltuğunda
Minübüste ayakta, oturma odasında

Bir sırtlan, bir yarasa sürüsü gibi üşüşür
Orda, burda, çat kapı arkasında

Bir bütünün kırılmış dökülmüş parçaları
İsteksiz toparlanmak istemez

Sıkı bir aklın sorgusundan kaçar hayat
Bir gölgenin içine saklanır insanlık

Güneşte salınan bir yaprak gibi
Unutulup bir şiire hapsolmak dileği
Belki bir tekerleme gibi söylenmek
Hikmet kırıntılarıyla avunmak isteği

Hiç yorum yok: