14 Aralık 2010 Salı

Sürgün hâli


Sürgün kelimesi bir kaç gündür kafamda dolanıyor, önüme çıkıyor. Farklılıklarından dolayı gönüllü/gönülsüz sürgünler çoğalıyor etrafımızda galiba. Bazen bir mecburiyet, başka türlü yapamıyor oluş, bazen de doğuştan gelen bir özellik, bazan ise yaşanmışlar sürgün sebebi. Kabullenilmiş, kırgın bir kabuğuna çekilme, insansızlaşma hâli- sürgün hâli. Bir kendini kaybetme hâli değil bu sanki, daha çok kaybedememe, uyanık bir benle dolaşma. Bu yüzden bir bireyselleşme, sıradanlığın ıstırabı değil; toplulukta kaybolma, yabancılaşma da değil sanki.

4 yorum:

Suzan Nur Başarslan dedi ki...

Şairin dizeleri geldi hemen aklıma, senin yüreğinden sürgün oldum ilkin, bütün sürgünlüklerim bu sürgünün bir süreği... dünya sürgünü...

JoA dedi ki...

"Bir kendini kaybetme hâli değil bu sanki, daha çok kaybedememe, uyanık bir benle dolaşma." okuduğum en güzel sürgün tanımı.

Enis Diker dedi ki...

Suzan Hn, teşekkürler güzel katkınız için :)

Sevgili JoA o kadar çoğaldı ki görmezden gelmek artık pek mümkün değil. Hayatın bir neticesi olarak mı kabul etmek lazım bilemiyorum. Karamsar bir not oldu, iyimser bir şeyler eklemyi düşündüm. Sonra sürgünleri insan kalabilen çilekeşler gibi düşündüm. Belki de insan kalabilmek notun iyimser yönü olur :) diye düşünüp kısa kestim, yorum için teşekkürler

N.Narda dedi ki...

Çok güzel bir paragraf, sayfaya denk. Elinize sağlık.