24 Eylül 2015 Perşembe

Samimiyet



Bu toprakların ölçüsü samimiyet galiba. Yakın bulduğumuzu samimi buluruz, ya da samimi olmamakla suçlarız, ağzıyla kuş tutsa fark etmez. Ya arap özentisidir ya batı ya da başka bir şey. Söylediği sözün zerre kıymeti yoktur, samimiyetsizdir, eğretidir gözümüzde.

"Ya olduğun gibi görün ya da göründüğü gibi ol" daki 'ol'maklık makamı genellikle olmuş bitmiş kabul edilir. Oysa söz (görünmeyi basitleştirip söz olarak kabul edersek) hâle, hâl söze yol arar. Ne söz tükenmiştir ne hâl değişmiyecek bir dinginliğe kavuşmuştur. Göründüğü gibi olmaklık ununu elemişlik, eleğini asmışlık değildir. Her yeni an yeni bir sözün, anlamanın, mânanın; yeni bir hâlin beşiğidir.

Sohbet, hâli de sözü de temize çekmektir. Dinleyen ama yargılamayan, eleştirse de suçlamayan, defterden silmeyen kulak, sözün gözünü hâle, hâlin gözünü söze çevirir. Hâl sözün bahçesinde yeşerir, kök salar.

Samimiyet yönelecek birini bekler kısaca. Onu düzeltecek, onunla yol alacak, Henüz kimseye yönelmemiş söz, hâl; kurudur, propagandisttir, sınanmamıştır. Sığlığında ise delinecek inci yetişmez.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Sohbet hakikatine hareket halindeki diskur, fikir, yorumdur. Hakikatine düzeltilen, kestirilip atılmayan söz de bir zaman ve mekanda yerleşiklikten sözdür elbette. Süreçselliği sözün tarihselliğini değiştirmez, anlamayı anlaşmaya çevirir sadece. Kendime not olsun.
Kesik Çınarın Gölgesinde Kalmış Adam

Enis Diker dedi ki...

Bize de not olsun :) Sohbetin etrafında dolaşmışız, siz yazınca yerine oturdu, teşekkürler

Adsız dedi ki...

Estağfirullah:)