Kısaca yazacağım,
uzun uzun yazıp örneklendirmek gerek ama vakit yok. Belki ilerde
Bedevi ve
Karısı hikayesinde, karısının ağlaması üzerine Bedevi’nin tavrında oluşan değişim
Mead’ın* ferdi benine işaret ediyor. Yani bu şekilde okumak da mümkün. Aynı
şekilde “Dudu kuşu ve Bakkal” ve “Hz. Ali” kıssalarını da. Mesnevî ferdi benliğin
ortaya çıkışını anlatan hikayeler açısından çok zengin.
Bu ne işimize yarar? Nefsin hastalıkları ile uğraşan dervişin davranışlarını gerçekleştirirken kendini herkesin tavrını anlayacak şekilde konumlandırmasını öğrenmesi gerekir. Sosyal ve ferdi bir benliği gerçekleştirmeden nefsini görmesi mümkün değildir.
Bu ne işimize yarar? Nefsin hastalıkları ile uğraşan dervişin davranışlarını gerçekleştirirken kendini herkesin tavrını anlayacak şekilde konumlandırmasını öğrenmesi gerekir. Sosyal ve ferdi bir benliği gerçekleştirmeden nefsini görmesi mümkün değildir.
Bu konuda
Mead’ı okumamızı tavsiye eden Hüseyin Bey’e de binlerce teşekkür.
*Herbert Mead - Zihin, Benlik ve Toplum
3 yorum:
Ferdi benliğin bile bir topluluk içinde tanımlanması, benlik kuramlarının ilginç noktalarından biri. İnsan daha küçük yaşlarından kim olduğunu ancak diğerlerinin değerlendirmeleri, tanımlama ve yargıları üzerinden oluşturabiliyor ve bu süreçte empatinin rolü de yadsınamaz tabii.
Mead'in kuramında kendisindekilerden öncekilere göre farklı olan sanırım bu ferdi benlik ile sosyal benlik arasındaki farkın açığa vurulmasından çok, her ikisini de içeren daha dengeli bir benlikten bahsedilmesi, bilmiyorum yanlış mı anlıyorum..?
Hikayelerdeki ortak nokta da sanki, bir kişiye hatalı olduğunu düşündüğümüz davranışını göstermek için kendi nefsimizi ortaya koyarken dahi, aslında onun bakışından da olaya bakabilmek ve onu anlayabilmek ve onun gözünden de bakabilmek önemli.
Mevleviyede insan yetiştirmenin aynı zamanda bir benlik inşa etmekten geçtiğini sanıyorum. Böyle olmasa çileyi sosyal bir çevrede neden çıkarsınlar. Başkasında bir tavır meydana getirmek maksadıyla söylediğimizi kendimize de söylüyoruz ve diğerlerinin tavrını da alıyoruz. Tasavvuf literatüründeki benlik ile buradaki benliğin farklı oluşu bir talihsizlik. Çok karışıyor.
Sizin de yazdığınız gibi, ilginç olan kendi nefsini, başkasının bakışını hesaba kattığımızda fark ediyor olmamız. Bu da bir zihin ve benlik inşasını zorunlu kalıyor.
Güzel ve dolu bir blogunuz var,takibe aldım. Sizi de beklerim https://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/
Yorum Gönder