24 Ocak 2008 Perşembe

Tahakküm üzerine

Tahakküm arzusu sinsi bir düşman, farkında olmadan bağımlısı yapıveriyor. Arkasından egonun diğer hastalıkları tahakkümün açtığı kapıdan usulca giriveriyor, insanların sevgisi, yanılmazlık duygusu, kendini diğer insanlardan bilgili kabul etme, başkasını küçük görme ...

Tahakkümün uygulandığı yerde özgür düşünce yoktur; yapanda da, yapılanda da huzur yok. Baskı üzerine kurulu denge bıçak sırtındadır. Her an dağılmaya, çatışmaya açık.

Bizi ilgilendiren insanın tahakkümü niçin seçtiğidir, niçin bağımlısı olduğudur. Çözülmesi gerken sorunumuz çıkarların, sabit fikirlerin dışında kişinin kendi bütünlüğünü, moral varoluşunu sürdürmek için uyguladığı tahakkümün sebepleridir. Aklın ve vicdanın sustuğu firavunun üstünlük saplantısının varolduğu yerdir, yolunu yitirmiş kişide , bir yol kesici olarak, yoldan alıkoyan ve yolda olana düşman .

Hiç yorum yok: