22 Şubat 2009 Pazar

Vasat insan

Ortalama insan ile ortalamayı arayan insan arasında fark var; her ikisinin bir arada olabilmesi mümkün paranteziyle. Biri dünün getirdiği ile hayata karşı koyar, bir diğeri yaptığı herşeyde orta yolu arar. Birinin derdi medarı maişet motorunu batırmamak, motora su dolmasına engel olmak; diğerinin derdi ortalamayı korumak , aşırılılıklardan kaçmaktır.

Neden vasat insan sorusu, nerede vasat olmalı insan sorusu kadar açıklamayı kolaylaştırıcı değil. Cevap hayatın içinde olmalı, aşırılılıklardan uzak olmak, aşırılığa kapılıp bulunduğu anı kaybetmemek derdinde olmalı.

Referans noktasında bugününün vasat insanın bir problemi var. Batının ışığıyla aydınlanmak, doğunun gölgesinde serinlemek, huzur bulmak. Problem yüzelli yıllık maceramızda saklı. Kantarın topuzunu kaçırıp kendini tümden bunlardan birine adayanlarımız da oldu. Kimi kimliksiz (bu kelime tam oturmadı- düzeltilmeye ihtiyacı olan bir kelime, belki geçmişsiz daha iyi olur yada eğreti, henüz oturmamış bir geleneğe sahip olmak) oldu, kimi dünyaya gidişata gözlerini yummuş; vasat olmanın güzeliğinden, hayattan habersiz .

Kimileri için doğu uzak oldu, geçmişle bağları kalmamış`, bugünün pratiğine dökülmeyecek kıvamdaki bir mazi manasıyla ; kimleri için uzak doğu, günün dinlenmeye ayrılmış kısımlarında yapılacak gevşeme pratikleri.

Doğuyu sahiplenenler arasında onunla hayattan inzivaya çekilenler de oldu, alışverişte kullananlar da. Zoru çok az kişiye nasip oldu hayatın içinde, hakkaniyet, adalet derdiyle birlikte bir köşede, hayatla yoğrulmak.

Üzerinde düşünülmesi gereken konulardan biri daha - vasat insan, kısık ateşteki tencerelerin arasına bırakıyoruz, konu hakkındaki önyargılarımızı ilk yazma denememiz ile - ilerde gözden geçirmek niyetiyle

Hiç yorum yok: