Yeniden
Birbiri ardına geçen günler.
Dağınık düşünceler. Müzik dinlerken yazı yazmak, konser izlerken son dakikaları takip etmek, bilgisayarda iş yaparken gelen mesajlara bakmak, kitap okurken yarın yapılacakları düşünmek vs vs. Mutifonksiyonel hayat; yapılması gereken herşeyi bir arada, birlikte yapmak. Progamların devamlı iptali, değişmesi, başka programlarla birleşmesi, sulanması çoğu kez manasını kaybetmesi. Hayatın akışında kaybolmak.
Hayatın akışına direnmek zor.
Hayat bir fabrika bandınadaki ruhsuzluk içersinde, sürprizler ile karşımızda. Üzerimize yüklediği görevleriyle , sürprizleriyle dağıtığı ruhumuzu toparlamamız için vakit vermemeye kararlı. Çoğu zaman anlık kararları almakla yükümlüyüz. Akla , gönüle soramadan tepki vermek zorunda kalıyoruz. İnsanlıktan nereye ?
Verilipte tutulamayan sözler, dinlemeyen sohbetler, kulak verilemeyen dostlar ile asosyal bir dünya. Hayat herşeyi yapabilecek kadar uzun değil.
4 yorum:
"Ah küçüğüm ne farkeder ki hangi zaman, hangi yaşam, hangi mevsim, hangi saat...Her birimizin söylecek kelimeleri var birbirine, yaşamaktan, yaşatmaktan çok....Hem farkında mısın hep uzun cümleler yazılı ezberlerimizde. Oysa kısacık cümlelerde saklı, bitip tükeniveriyor bir çırpıda hayat..."
diye yazmıştım yine bir zamanlar eklemek istedim...
Çevremizde o kadar çok uyaran var ki artık bir noktadan sonra onlara verdiğimiğimiz cevaplarda insaniyetimizden çıkıyoruz. Her şeye yetişmek bizi otomatlaştırıyor.
Ne güzel yazmışsınız, elinize sağlık :)
bazen bir dağ başına yerleşip,her şeyi yavaş yaşamak geçiyor içimden.yavaş nefes almak,sadece yediğim yemeği düşünerek yemek yemek.tarlada çalışmak ve çalışma saatlerine göre değil bedenim yorulunca işi bırakmak.ama bırakıp gitmeye cesaretim yok.
Dağınık ilgiler,aynı anda bir çok şeyin peşinde olmak , dikkat eksikliği ve dolayısla her şeyi ucundan tutabilmenin stresi halimiz
Hoşgeldiniz karakitap :)
Yorum Gönder