Uyku sürmesini çekmişken çeşmine bezm-i siyahın Bin halidir ah mahın ey saki uykumu uykusuz kılan at kadehi kim bir zerreye cam olmaz kehf Acıyan canı canım şerbet kılan zehirden iç Yolcuya bir katresi dahi fazladır yükün ey gönül Ol uykuya ey uykulu uykunu bile almadan git
Uyku sürme çekmişken çeşmine bezm-i siyahın Bin ahvali ah mahın uykumu uykusuz koyan At kadehi saki bir zerreye cam olmaz kehf Acıyan canı canım şerbet kılan ağudan iç Yolda dahi zerresii safraysa şarabın Ol cananı inleyen cam ol da git
Ne gezeeer Hocam, Divan derleyebilecek kimseler kalmadı ki. Kalıbı formu bilen işin ruhunu unuttu. Ruhunu bilen kalıbını, dilini.
Yeni bir dil, yeni bir divan belki bir gün tutturulur. O da başında vızıltı gibi gelir herhal.
Eski dili bilmek yetmez, yeninin derdini bileceksin. Yeni dili, gündeliği bilmek yetmez gelenekli olacaksın. Gelenekçi itiraz edemeyedir.
Bizler? Hayaletiz. Evlerini arayan uyurgezer hayaletler. Uyandırıldıklarında sokağını bulamayan, bulsa, evin yerinde yeller esen yedi kişi birbirinin elini tutabiliyordu en azından. Şimdi herkes tekil kader. Kimse kendi elini de tutmayı beceremiyor, edebiyat ne güne duruyorsa.
Dar zamanda yazan kendini de avutabilmeli biraz. Dirsek ata ata ilerleyen yazın yazılı ama edebi değil.
Söz? Kayıp. En büyük kayıp hakikatin söz ile ele alınabileceğini, sözün akışında anlaşılabileceğini unutmuşluk. Vareden, vartutan söz angarya kılındı adeta.
Şiir? Daha bitmedi. Nadasa Bırakılacak:
KIRIL DA GİT
Uyku sürme çekmişken çeşmine bezm-i siyahın Bin ahvali ah mahın uykuyu uykusuz bırakan At kadeh-i zerri ki bir zerreye cam olmaz kehf Acıyan canı canım şerbet kılan ağudan iç Yolcuya dahi katresi safra ise şarabın Ol cananı inleyen cam ol da kırıluban git
Hocam belki yeni dille söylene söylene bir merak uyanır. Eski kalıbı yeni dilde görmek eskinin değeri hakkında bir fikir verirse bit pazarina da nur yağar:) aslında dert bit pazarına Nur yağdırmak değil, olsa bir zararı yok tabii. Bit Pazarı'nda kalmış bakışı bulmakta iş, belki uzerimizdeko deli gömleğini çıkarmamıza katkısı olur diye:)
Bir zevki olmadan bu işler zor gibi. 60 larda Veysellerin üzerinden bir yol aramışlar. Hikmet de bir sanat ambaljinin icinde taşınıyor. Bir zevkle neşeyle. Şimdilerde ilahi soylenle konser sanatçısı, iştiraksi biletli seyirci o da sadece alkış için:) Ayın sanatçıları bu ißleri seyirlik hale getirdiler.
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın at câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf acımış canı canım şerbet kılan ağudan iç yolcuya harfi safra deseler de lâl-i şarâbın inleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle git
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın Bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın At câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf Acımış canı canım şerbet kılan ağudan iç Salima harfi safra deseler de lâl-i şarâbın İnleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle git
Hocam sayenizde bir şiir nasıl, ne emekle yazılır görmüş olduk. Bu son halinde şiir, eski geleneğin düşüncesini ve zevkini de konuşturuyor. Lütfen yorumları silmeyin de bir şiirin nasıl derlenip toparlandığına bir örnek kalsın.
Daha bitmedi ki hocam, şimdi sesden zevkten taddan da yoklarsak sonuç şuraya varır:
Hüseyin Salim Gibi
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın Bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın At câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf Acımış cana canım şerbet kılan ağudan git Salima harfi safra deseler de lâl-i şarâbın İnleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle git
İ hali de e hali olmuş, tekrar var ses değişmiş. O terazi biraz fazla cömert tartıyomuş hocam:) Kuyumcu terazisiyle baklava tartılmaz ama hocam. Cekmeceden arada bir cikartmak lazim;)
Hocam sizin teraziler hep hassas. Canı/Cana farkını şimdi gördüm. Maşallah siz kuyumcu terazisi kullanıyorsunuz. İş yerinde üç dört defa konrol ettim de gözüme takılmadı:)
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın Bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın At câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf Acımış cana canım şerbet kılan ağudan geç Salima harfi safra deseler de lâl-i şarâbın İnleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle geç
Eh ardımızdan söylenecek şiiri sırladık;) sayılır. Geriye bir ölmemiz kaldı:) ancak, şimiz çok, borcumuz çok, hesabımız ödenmedi, kurtulmak için acele de etmeyeceğiz;)
Buradaki muhabbet öfke çeker, iyi bilirim, burası dost meclisidir, birbirimizi överiz, adettendir, aldırmayın bize;) yoksa ne şairiz, ne de kimse bizden bir şey öğrenecek;)
Kötü şair, iyi insan denilsin arkamızdan. Nevrotikler bizi sevmesinler, onlarla kapışma helinde değiliz, biz kenardan geçiyoruz, şimdilik. Onlar batırırlarsa insaniyeti bizler konuşuruz. Söyleyecek bir şeyimiz yok ama, buluruz, gerektiğinde;)
İnsanlık ve anlayış niyaz edelim hepimize Hocam.
Şiirden kazara zevk alanlar olursa, onlar da künefe ikram etsinler birisine sabah kahvaltısında;)
Allah gecinden versin hocam. Nasılsa verecek acele etmemekte fayda var.
Birbirimizi övmek adetten ama, içinde biraz vefa, cesaret verme, burdayız varsa ve hakikatıda barındırıyorsa söylemek lazım. Övmeye mesafeli duruş, nezaketle üzerine alınmama da adetten, erdemden; o da kabulümüz.
"Hocam herkes herkesden birşey öğrenir." Hele bu konuya insanlar mesailerini, yıllarını vermişlerse illa söylenecek, öğrenecek bir şeyler vardır:)
"Onlar" öğrenmez Hocam:) Fırsat buldu mu çullanırlar. Çakallar gibi;) Az değiller artık. Gerçi bizim de onlarla bölüşemediğimiz ipek yüklü kervanlarımız yok:)
Hocam biz de onları doktorlarının dediği gibi kendi hallerine bırakırız, size kabaran künefe ve arnavut böreği borcumuzun hesabını yaparız. Hernekadar künefeyle altından kalkılmayacak gibi olsa da:))
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın Bin ahvâlindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın At câm-ı zerri kim bir zerreye cem olmaz dahi kehf Acımış canı canım şerbet kılan ağudan iç
Yolda safra diseler de salima lâl-i şarâb Güle reng sunan da sunmayan da harâb
32 yorum:
uykum, sürme çeker gözlerine bin sevgilinin
bin hali ki sevgilinin uykumu uykusuz bırakan
Uykum sürme çeker gözlerine bin sevgilinin
bin hali ki ol mahın uykumu uykusuz bırakan
Harika olmuş hocam:)
Olmamış:
Uyku sürme çekerken gözlerine o mahmurun
Bin halidir ki mahın uykumu uykusuz bırakur
Uyku sürmesini çekmişken çeşmine bezm-i siyahın
Bin halidir ah mahın ey saki uykumu uykusuz kılan
Uyku sürmesini çekmişken çeşmine bezm-i siyahın
Bin halidir ah mahın ey saki uykumu uykusuz kılan
at kadehi kim bir zerreye cam olmaz kehf
Acıyan canı canım şerbet kılan zehirden iç
Yolcuya bir katresi dahi fazladır yükün ey gönül
Ol uykuya ey uykulu uykunu bile almadan git
Uyku sürme çekmişken çeşmine bezm-i siyahın
Bin ahvali ah mahın uykumu uykusuz koyan
At kadehi saki bir zerreye cam olmaz kehf
Acıyan canı canım şerbet kılan ağudan iç
Yolda dahi zerresii safraysa şarabın
Ol cananı inleyen cam ol da git
Çok güzel olmuş hocam, elinize sağlık :)
Uyku sürme çekmişken çeşmine bezm-i siyahın
Bin ahvali ah mahın uykuyu uykusuz bırakan
At kadeh-i zerri ki bir zerreye cam olmaz kehf
Acıyan canı canım şerbet kılan ağudan iç
Yolda dahi katresii safraysa şarabın
Ol cananı inleyen cam ol, kırıluban git
Bir uyku divanı çıkar hocam:)
Ne gezeeer Hocam, Divan derleyebilecek kimseler kalmadı ki. Kalıbı formu bilen işin ruhunu unuttu. Ruhunu bilen kalıbını, dilini.
Yeni bir dil, yeni bir divan belki bir gün tutturulur. O da başında vızıltı gibi gelir herhal.
Eski dili bilmek yetmez, yeninin derdini bileceksin. Yeni dili, gündeliği bilmek yetmez gelenekli olacaksın. Gelenekçi itiraz edemeyedir.
Bizler? Hayaletiz. Evlerini arayan uyurgezer hayaletler. Uyandırıldıklarında sokağını bulamayan, bulsa, evin yerinde yeller esen yedi kişi birbirinin elini tutabiliyordu en azından. Şimdi herkes tekil kader. Kimse kendi elini de tutmayı beceremiyor, edebiyat ne güne duruyorsa.
Dar zamanda yazan kendini de avutabilmeli biraz. Dirsek ata ata ilerleyen yazın yazılı ama edebi değil.
Söz? Kayıp. En büyük kayıp hakikatin söz ile ele alınabileceğini, sözün akışında anlaşılabileceğini unutmuşluk. Vareden, vartutan söz angarya kılındı adeta.
Şiir? Daha bitmedi. Nadasa Bırakılacak:
KIRIL DA GİT
Uyku sürme çekmişken çeşmine bezm-i siyahın
Bin ahvali ah mahın uykuyu uykusuz bırakan
At kadeh-i zerri ki bir zerreye cam olmaz kehf
Acıyan canı canım şerbet kılan ağudan iç
Yolcuya dahi katresi safra ise şarabın
Ol cananı inleyen cam ol da kırıluban git
Hocam belki yeni dille söylene söylene bir merak uyanır. Eski kalıbı yeni dilde görmek eskinin değeri hakkında bir fikir verirse bit pazarina da nur yağar:) aslında dert bit pazarına Nur yağdırmak değil, olsa bir zararı yok tabii. Bit Pazarı'nda kalmış bakışı bulmakta iş, belki uzerimizdeko deli gömleğini çıkarmamıza katkısı olur diye:)
Bir zevki olmadan bu işler zor gibi. 60 larda Veysellerin üzerinden bir yol aramışlar. Hikmet de bir sanat ambaljinin icinde taşınıyor. Bir zevkle neşeyle. Şimdilerde ilahi soylenle konser sanatçısı, iştiraksi biletli seyirci o da sadece alkış için:) Ayın sanatçıları bu ißleri seyirlik hale getirdiler.
güzel yorumlardı efendim zevkle okuduk
Sağolun efendim:)
Sağolun efendim:)
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın
bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın
at câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf
acımış canı canım şerbet kılan ağudan iç
yolcuya harfi safra deseler de lâl-i şarâbın
inleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle git
(bunda ve burada karar kıldık galiba)
Son rötuş ve artık altına imza atabiliriz:
11 AĞUSTOS 2011 PERŞEMBE
Hüseyin Salim Gibi
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın
Bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın
At câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf
Acımış canı canım şerbet kılan ağudan iç
Salima harfi safra deseler de lâl-i şarâbın
İnleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle git
Hocam sayenizde bir şiir nasıl, ne emekle yazılır görmüş olduk. Bu son halinde şiir, eski geleneğin düşüncesini ve zevkini de konuşturuyor. Lütfen yorumları silmeyin de bir şiirin nasıl derlenip toparlandığına bir örnek kalsın.
Daha bitmedi ki hocam, şimdi sesden zevkten taddan da yoklarsak sonuç şuraya varır:
Hüseyin Salim Gibi
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın
Bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın
At câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf
Acımış cana canım şerbet kılan ağudan git
Salima harfi safra deseler de lâl-i şarâbın
İnleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle git
Hocam aradaki farkı bulmak için epeyi uğraştım. Blogdan bulamadım, ikisini worde yapıştırınca çıktı:)İç, git oluvermiş:)
İ hali de e hali olmuş, tekrar var ses değişmiş. O terazi biraz fazla cömert tartıyomuş hocam:)
Kuyumcu terazisiyle baklava tartılmaz ama hocam. Cekmeceden arada bir cikartmak lazim;)
Hocam sizin teraziler hep hassas. Canı/Cana farkını şimdi gördüm. Maşallah siz kuyumcu terazisi kullanıyorsunuz. İş yerinde üç dört defa konrol ettim de gözüme takılmadı:)
Hep hassas iae cimriyiz hocam:)
Künefeleri benim dagitmamam lazim.
Neyse sonunda ortalama bir şiir dikebildik bicilenden.
Hocam Bakırköy'de bir künefeci bulalım da siz geldiğinizde hep beraber yiyelim;)
En sonunda belki:
Hüseyin Salim Gibi
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın
Bin ahvalindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın
At câm-ı zerri kim bir zerreye câm olmaz dahi kehf
Acımış cana canım şerbet kılan ağudan geç
Salima harfi safra deseler de lâl-i şarâbın
İnleyen câm ol kırılub güle rengin sun da öyle geç
Eh ardımızdan söylenecek şiiri sırladık;) sayılır. Geriye bir ölmemiz kaldı:) ancak, şimiz çok, borcumuz çok, hesabımız ödenmedi, kurtulmak için acele de etmeyeceğiz;)
Buradaki muhabbet öfke çeker, iyi bilirim, burası dost meclisidir, birbirimizi överiz, adettendir, aldırmayın bize;) yoksa ne şairiz, ne de kimse bizden bir şey öğrenecek;)
Kötü şair, iyi insan denilsin arkamızdan. Nevrotikler bizi sevmesinler, onlarla kapışma helinde değiliz, biz kenardan geçiyoruz, şimdilik. Onlar batırırlarsa insaniyeti bizler konuşuruz. Söyleyecek bir şeyimiz yok ama, buluruz, gerektiğinde;)
İnsanlık ve anlayış niyaz edelim hepimize Hocam.
Şiirden kazara zevk alanlar olursa, onlar da künefe ikram etsinler birisine sabah kahvaltısında;)
Allah gecinden versin hocam. Nasılsa verecek acele etmemekte fayda var.
Birbirimizi övmek adetten ama, içinde biraz vefa, cesaret verme, burdayız varsa ve hakikatıda barındırıyorsa söylemek lazım. Övmeye mesafeli duruş, nezaketle üzerine alınmama da adetten, erdemden; o da kabulümüz.
"Hocam herkes herkesden birşey öğrenir." Hele bu konuya insanlar mesailerini, yıllarını vermişlerse illa söylenecek, öğrenecek bir şeyler vardır:)
"Onlar" öğrenmez Hocam:)
Fırsat buldu mu çullanırlar.
Çakallar gibi;) Az değiller artık.
Gerçi bizim de onlarla bölüşemediğimiz ipek yüklü kervanlarımız yok:)
Hocam biz de onları doktorlarının dediği gibi kendi hallerine bırakırız, size kabaran künefe ve arnavut böreği borcumuzun hesabını yaparız. Hernekadar künefeyle altından kalkılmayacak gibi olsa da:))
Kirpiklerine gölge çekmiş gece çeşm-i siyahın
Bin ahvâlindenmiş ah uykumun uykusuz kalışı mâhın
At câm-ı zerri kim bir zerreye cem olmaz dahi kehf
Acımış canı canım şerbet kılan ağudan iç
Yolda safra diseler de salima lâl-i şarâb
Güle reng sunan da sunmayan da harâb
bitti herhalde:)
Harabata kurarlar gülşeni ki
Bulan bülbülün dağılsın aklı fikri
:))hocam cok güzel oldu, elinize saglik
Yorum Gönder