23 Aralık 2016 Cuma

Atatürk heykelleri put değildir.


Bir heykelin, bir resmin, ikonanın bir objenin put sayılabilmesi için birilerinin onu tapılır kabul etmesi gerekir. Puta tapma animizimde var olan bir şey. Doğa olaylarını kontrol etmek, şifa bulmak için doğaya hükmeden kuvvetlerin bir parçasının orada olduğunu kabulle iş başlıyor. Ya da ataların ruhlarının o nesnede yaşadığı, onu mesken tuttuğuna inanma. Puta tapmada istek ya hediyelerle, rüşvetle ya da putu cezalandırarak yapılıyor. Her halükarda putun ya da puttaki ruhun/gücün her neyse artık doğa olaylarına etkisi olduğu kabul edilir.
Atatürk heykellerin böyle bir vasfı hiçbir zaman olmadı. Kimse onlardan ne bir şey istedi ne olan bitenden onları sorumlu tuttu ne de mum yakana, çaput bağlayana rastlandı.
Atatürk heykellerinin işlevi, milli günlerde Atatürk’ün şahsında toplanan milli mücadele ruhunun canlı tutulması için belli alanları imleyen sanat eserleri olmasıdır. Toplanılacak alanı işaret etmek için şükranla yapılmış eserlerdir.
Bir heykelin etrafında, bir meydanda toplanma illa o heykele tapma değildir. Şirk kovuculuğunun, ikona kırıcılığının kapısı açıldığında Işıdı’ın yaptığı gibi ortada ne bir türbe ne bir tapınak ne de bir sanat eseri kalır. Bu işe girildiğinde Anadolu'da türbe, anıtsal ağaç ne varsa hepsi tahrip edilir.
Bir yanda beraberlikten bahsetmek diğer yandan insanların milli hatıralarına saldırmak bir arada ne kadar ciddiye alınır, tutarlı şeylerdir düşünmek lazım.
Yapılan Cumhuriyete saldırıdır. Bu cephenin askerlerinin mesela Mustafa Armağan’ın alaycı twittlerine bakıldığında niyet gayet açık görülmektdir. Apar topar valiliğin önünde kaidesi bile olmayan resimlerle tepkiler itiraz edilmesi ise hiç inandırıcı değildir. Kaide dediğin nedir ki, hazırlıksız olunduğu apaçık belli.

Hiç yorum yok: