Mesnevî'de akıl üzerine
Mesnevî'den bir konu ele
alıp değerlerdirirken, alıntı yapılırken hikayenin bağlamından kopmamak gerek.
Mesela av hayvanları ve aslan hikayesinde çalışma ya da çalışma karşıtı bir
beyitin alınıp kullanılması; yine Bedevi ile Karısı hikayesindeki diyaloglardan
birinden bir alıntı yapmak ve bunu hikayenin tamamına teşmil edecek şekilde
yorumlamak problemli olabilir.
*
Mesnevî'de akıl
konusunda farklı yerlerde farklı yorumlarla karşılaşıyoruz. Bunlardan birini
alıp, akıl bu eserde şöyle anlaşılıyor demek yanıltıcı olabilir. Bu yazıda
dikkatimizi çeken iki faklı bölümün bir çelişki oluşturmadan nasıl
anlaşılabileceği üzerinde durmaya çalışalım.
2. cildin başında akla
dikkat çekici bir övgü vardır. 6. beyitte ise, hazine arayan adamın hikayesinde
ise tam tersi bir durumla karşılaşırıyoruz.
Önce 2. cildin başından,
akılla ilgili övgülerin yer aldığı bölüme bakalım:
Âdem, işleyeceği iş için danışsaydı, pişman olup da özür getirmezdi.
20 Bil ki akıl, bir başka akılla eş oldu mu; kötü bir iş işlemeye de engel
olur, kötü söz söylemeye de.
Fakat nefis, bir başka nefisle dost oldu mu, cüz’i akıl, temelleşir,
işsiz-güçsüz kalır. (Nefis/akıl
karşıtlığına dikkat çekelim)
26 Akıl, bir başka akılla çift oldu mu, ışık çoğaldı, yol belirdi demektir.
Fakat nefis, bir başka nefisle sevindi mi, karanlık artar, yol belirsiz
olur.
43 Fakat bilgi güneşi bir yerden-bir yere göçmez;candan, akıldan başka bir doğru yoktur ona.
Hele işi gücü gece-gündüz her yanı ışıtmak olan o yanın olgunluk güneşi hiç
bitmez.
56 Can, bilgiyle, akılla dosttur; canın Arapçayla, Türkçeyle ne işi var? 2.Cilt
6. ciltte ise konu iki farklı çevride karşımıza şu şekilde çıkacaktır :
“Gururdan, kendini beğenmekten kurtul. Lüzumsuz, fazla şeyleri üstünden at
ki, Hakk’tan sana her an ilahî rahmetler yağsın. Akıllılık, kendini birşey
zannetmek, alçak gönüllü ve kırık kalpli olmanın zıttıdır…”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî:22776-77
Aynı bölüm Gölpınarlı
Dede’de ise şöyle yer alıyor:
2375 Üstünlükten de soyun, saçma şeylerde de; çırılçıplak ol da her solukta
üstüne rahmet yağsın.
Anlayışlılık, sınıklığın, yalvarıp yakarmanın zıddıdır; anlayışlılığı
bırak, ahmaklıkta uzlaş.
Anlayışı hırs tuzağı, tamah fakı bil; ahmaklarsa sanatı görmüşler, sanatı
yaradana yol bulmuşlar. 6. Cild
Bu iki farklı yorum bize
ne demekte? Farklı yorum olanaklarına bakalım:
1- Mevlâna her iki akıl
kavramını farklı makamlar için açıklıyor olabilir mi? Mesela nefs-i emare,
nefs-i levvame, nefs-i mutamainne vs. için farklı farklı akıl açıklaması
yapıyor olabilir mi? Bu oldukça şık ama Mesnevî’nin tamamının yorumunu
gerektirecek bir iddia. Bunun için de bölümlerin teker teker okunup, bu düşünceyi
ispatlanyacak gerekçelerin bulunması lâzım. Bu çalışma yapılmadan bu görüş şık
bir iddiadan öteye gitmeyecektir. Teker teker tüm ciltlerin bu bakış üzerinden
incelenmesi gerekir. Mesnevî’nin çok zengin içeriğinin, bugün için birtakım
ahlaki kodları, yaşam tarzlarını arayan biri için vakit kaybı olabilecek
hacimli bir çalışmaya ihtiyaç olduğu da açık.
2- Cebrail'in
seslenişi akıl ve aşk arasındaki fark üzerinden açıklamak mümkün olabilir mi?
1070
Akıl önce ona muallimdi; ondan sonra akıl ona bir şakirt kesildi
Akıl Cibril gibidir, Ahmed der, bir adım daha atarsan yakar yandırır bu adım beni,
Burada akıldan kast edilen akıl yetisi olmalı. Çünkü burada aklın sınırının, daha doğrusu akılla kavranabilenin sınırına ulaşıldığından bahsediliyor. Akıl-nefis ikilemesinden farklı. Akıl ve nefis birbirine dönüşebiliyor. Bu karşıtlıkta ise bu mümkün değil.
Akıl Cibril gibidir, Ahmed der, bir adım daha atarsan yakar yandırır bu adım beni,
Burada akıldan kast edilen akıl yetisi olmalı. Çünkü burada aklın sınırının, daha doğrusu akılla kavranabilenin sınırına ulaşıldığından bahsediliyor. Akıl-nefis ikilemesinden farklı. Akıl ve nefis birbirine dönüşebiliyor. Bu karşıtlıkta ise bu mümkün değil.
3- Her iki metinde aklın
farklı nitelikleri esas alınıyor olabilir mi? Akıl bu niteliklere göre övülüyor
ya da yeriliyor olabilir. Bu açıdan baktığımızda ilk alıntıda aklın danışan,
araştıran özelliklerini görüyoruz. Buradaki aklın karşıtı nefis. İkinci
alıntıda ise insanın aklıyla gururlanması, kendiyle böbürlenmesi üzerinde duruluyor.
Aslında buradaki akıl ilk alıntıdaki nefise ayağını kaptırmış(/bulaşmış) gibi.
İlk alıntı 2. cildin
başında tamamen akla yönelikken, ikinci alıntı bir hikayeden çıkıyor. Ve bu
yüzden sanırım akıl eleştirisini bu alıntıda hikayenin bağlamı üzerinden de
değerlendirmek gerekiyor. Hikayede anlatılanın bu sonuca katkısı nedir?
Bu hikayede define
arayan birinin hikayesi anlatılmakta. Defineyi bulmak için havaya ok atan
defineci bir türlü isteğine kavuşamaz. En sonunda her şeyi bırakıp Tanrıya
yönelir, ondan yardım ister. Hikayenin sonunda yardımın ancak oradan
geleceğinden bahsedilir. Bu haliye hikaye Mesnevî’nin birinci cildinde yer alan
(Padişah ve Cariye hikayesinde) çaresiz kalmış hekimler hikayesini hatırlatır.
İlkindeki akıl etiğin, hukukun, siyasetin (/sosyolojinin) alanındaki etkinliklerden bahsederken, ikinci alıntıda determinizim üzerinden metafiziğin ele alındığını söylemek çok da sorunlu olmayacaktır sanırım.
4- Konuyu paylaştığımız
bir büyüğümüz* phronesis** ile açıklamanın daha doğru olduğumu söyledi. Yorumun
tecrübe ile her olayda yenilendiği, bitmediği; yorumlayanın bu açıdan haddini
bildiği bir pratik bilgelik olarak. Phronesis'in açtığı imkanlar üzerinden
günümüz yorumbilgisine bir köprü kurmaksa mümkün görünüyor.
Bu açıdan bakıldığında
Gölpınarlı’nın aklı anlayış olarak çevirisi oldukça makul gözüküyor
*http://mesneviyiokumak.blogspot.com.tr/search/label/Mesnev%C3%AE%20ve%20Felsefe
** http://hukukkurami.net/media/file/phronesis.pdf
*http://mesneviyiokumak.blogspot.com.tr/search/label/Mesnev%C3%AE%20ve%20Felsefe
** http://hukukkurami.net/media/file/phronesis.pdf
2 yorum:
Şalom; akıl olmasa nefsin bi kıymeti olabilir mi -sonuçta nefs aklı diri tutan değil mi?
Eğer ki nefs hep dizginlenmesi gerekilen gibi gösteriliyor hatta yer yer kötü birşey gibi gösteriliyor bu ne kadar doğru bilemem lakin nefs olmasa akıl boşlukta ve işlevsiz kalmaz mı?
Nefs aklı şaht mat edebilir kibir ile vs. Bu da aklın zarar alabilirlğini gösterir herhalde. Diğer taraftan akıl "sağlığı" "bozuk" olanın suç ehliyeti yoktur dolayısı ile nefsi de yoktur yada daha doğrusu nefs-i tutuklanamaz aklının kıtlığından sağlıksızlığından vs dolayı.
Akıl ile nefs birbiri ile denk değil lakin biri olmadan diğerinin ne işlevi olabilir.
Yazdğınızı ne kadar doğru anlamadım bilemem -okuduğumdan anlaıdğım kadarına yada kendimce anladığıma kendimce :) yanıtladım oldu :)
selam sevgi saygı ile.
Tamamen katılıyorum :) Mevlâna Mesnevî'de farklı yerlerde akıldan söz ederken farklı nitelilerinden bahsediyor. Böylece bize aklın kesin bir tanımını vermektense çeşitli görünümlerini sunuyor. Ve okyucuyu karşılaştığı durumda hangi akılla karşılaştığnı anlamak için düşünmeye sevk ediyor. Yorum için teşekkürle @-
Yorum Gönder