5 Ağustos 2008 Salı

İnsanlık

İnsanlık üzerinde düşünmeye ihtiyacımız var mı? Dinin etkisinin azaldığı, gevşediği bir zamandayız. Yine ahlakda değişmekte, kendine bir temel bulmakta zorlanmakta. İnsanlığın bu yüzden yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç var gibi geliyor.

İnsanlık kavramı bize özgü bir kavram. İnsani değerler ise herkesin, bütün insanlığın sahip olduğu bir şey. İnsanlık bizim için bir değerler silsilesini ifade eder. Hümanizma ile ifade edile şeyin ise farklı bir şey olduğunu düşünüyorum. Bizim insanlık derken kastetiğimimizi karşılamıyor.


İnsanın kendi ve kendi dışındaki anlamada bir mesafe var. Bu mesafe sayede bir benlik elde eder. Bir başkasını anlamızda da hep kendimizinden hareket ederiz. Bir başkasına değer verebilmek için öncelikler kendimiz bir değer biçemilmeliyiz. Sonrrada kendin için istediğinide başkası için isteden hareket edebiliriz. Bizim sahip olduğumuz gelenekte bu eşrefi mahlukatla ifade edilir.

Bu tanım bizi kendi dışındaki her şey için koruyucu ,kollayıcı, düzenliyici olmaya götürür. İnsanlık öldümü dendiğinde ifade edilmek istenene, insana has olması gereken bu bakış açısı budur. İnsanlık için başka bir temel bulunabilir mi? Üzerinde düşünmek lazım. Küresel ısınma, savaşlar hep insan eliyle olan şeyler. Bozan, yıkan insan düzeltmeninde bir çaresini bulmalı. Ve tabii bunun fikri zemini olmak zorunda.


Sorumluluk hissi hala yaşamakta. İnsanlar Güngörende düşünmeden birinci bombada nasıl koşularsa, ikincisinde de aynı hisle koştular.


İnsanın yaşadığı olayları, gödüklerini, okuduklarını manalandırmasını tarihsel etkiyle yaptığını söylüyorlar. İnsan geçmişi ile diğerlerinden farklılaşıyor . Bu geçmişidir ki, her alınacak kararda onu kendi bütünüğü etrafında tutarlı olmaya yöneltir. İnsanın tutarlı olamayı gerekterecek bir bütünlüğü olmalı mıdır? Yada şöylede sorulabilir sanırım, tutarlı olmak için hangi kıstasları kullanır? İdeoloji, gelenek , cemaat, insanlık güdüsü? Tutarlı bir ben ilk elde bunlardan birinin sunduğu önyargı/ön kabule olacaktır. Yorum ise bu onyargının rehabilite edilmesinden çıkacaktır. İlki bir tekrar,nakil; ikincisi ise teliftir:)

Burda kurcalanması gereken bir soru daha var: İnsanlık gelenek yoluyla mı öğrenilir ? ya da her insanın özünde zaten var mıdır?

Bu soruda benim tercihim özünde olmasından yana. İnsanların eşit yaratıldığını dan yola çıkarak bunu benimsemek istiyorum (isteyen eşit özelliklere sahip olarak varolduğunu tercih edebilir). Bir afrika yerlisinin, bir amerikalının yada bir aborjinin de bu tarz bir sorumluk/koruma, kollama bilincine sahip oladuğunu düşünmek istiyorum.

gibi geldi :))

Hiç yorum yok: