17 Şubat 2010 Çarşamba

Samimiyet

Samimiyetsizlik suçlaması had bilmezlikle alâkalı galiba. Karşısındakinin verdiği cevap verebileceği en iyi cevap değil derken. Bu yargı aynı zamanda kişinin kafasının o an başka bir şey ile meşgul olmadığını da varsayıyorsa.

Samimiyetsizliğin bir başka yorumu, olduğu gibi görünememe üzerinden. Davranışlarda bir eğretilik sezmekle alakalı. Kastedilen bu değil deniyor kısaca.

Buna rağmen insanın yolun başına nasıl gelmiş olduğu, bir rüzgar ile oraya dikilip dikilmediği, dikildiği yolun başında ilerlemeye ne kadar hevesli olduğu, yolun kendisinden çok yoldaki nimetlere talip olup olmadığı ayrı ayrı samimiyet sorgularıdır ki buna da samimiyet demek doğru olur mu bilemiyorum? Bu şekilde ilerlemenin samimiyetsizliği yoladır. Yolun dışındakilere değil. Yoldan niyetin gerçekten de yol olduğu durumlarda (konsantrasyon bozukluğunda) ise samimiyetsizlik kişinin kendinedir de aynı zamanda.

Hiç yorum yok: