"Sen de haklısın"ının ifade ettiği hikmet adaleti teslim ederken karşı tarafı da dinleme, bütün şartları gözden geçirme, herkese kulak verme üzerine. İnsanların olaylara farklı bakabileceklerini teslim etme.
Kendini başkasının yerine koyma kendini unutma değil, "karşındakin argümanlarının nasıl haklı olabileceği" üzerine; ön yargıları, ön kabulleri, bakış açımızı unutmadan kaşındakinin fikrine yer açmak için onları anlama sürecinde "askıya" almak.
"Falan olayda filan haklı ama karşındaki de böyle" diyip susmak ise bir hakkı teslim değil.Bu, ne şiş yansın ne kebap mantığıyla sorumluluk almama, alamama olarak bir çeşit eyyamcılık. Bu tarz bir görmezden gelişin içinde bir temize çıkarma da var.
Herkes haksız/kabahatli ilan edilerek, haklının hakkını teslim etmemek, üstü örtülü de olsa zulmü görmezden gelmek olur. Tüm şartların gözden geçirilmesi haklıyı, zulüm görenin durumunu perdelemek, örtmek içinse (içinde kasıt da barındırdığından) daha vahimdir.
2 yorum:
Herkes her konuda haklı/kabahatli değildir ki...Gerçek manada(ön yargısızca) karşımızdakini dinlemeye ve anlamaya ihtiyaç var, zira o zaman "bak ben bu taraftan hiç bakmamıştım" diyebiliyoruz, şahsen son zamanlarda başıma sık sık geliyor :)
:) Evet efendim, bir meseleyi anlamaya kaltığımızda onu bir şekilde kendi mantığımzla, geçmişimizle görüyor ve anlamlandırıyor. Bilgisayarın 0 ve 1 leri gibi:) Ama karşımızdakinde kendine göre 0 ve 1 leri var. Onun bakışının nasıl mümkün olabileceğini baktığımızda ise ufkumuz genişliyor
Yorum Gönder