2 Temmuz 2011 Cumartesi

Sivas


Sivas, propagandaya açık olmanın bir neticesi. Propagandanın aklı, vicdanı nasıl maskelediğine bir örnek.

Bir mezhebe, siyasi görüşe sahip insanlarının hepsine böyle bir sonu reva görebilmek için zihinlerin bu çarpıtmaya nasıl bu kadar açık kalabildiği sorusu acı bir soru ve o koca guruhun içinde "bir dakika biz ne yapıyoruz" diyebilecek birinin olmaması. Malesef Kahramanmaraş'tan, Çorum'dan gelen ve devam eden bir geleneğin halkası. Hasta bir anlayışın, hemen proveke olabilen bir görüşün bu devamını iyileştirmek, tedavi etmek için ne yaptık.

"Şeytanlaştırma"ya karşı ne kadar yol aldık? Ruh hastalarının dışında her insanının iyi ve kötü yanlarının olduğu; bir düşünceyi, dini anlayışı esas alarak insanları iyiler, kötüler diye ayırmanın yanlışlığını bir şekilde geleceğe aktarmak zorundayız. Bu konuda durumumuz hâlâ pek parlak değil. Ne yazık ki bu hastalıklı damarı besleyen internet siteleri, gazeteler, isim yapmış yazarlar bugün de mevcut. Bugün de münzevirlikle, dedikoduyla, röntgencilikle, gelişmiş teknoloji kullanılarak bu damar yaşatılıyor.

4 yorum:

N.Narda dedi ki...

Maalesef...Bu "öteki" ve "ötekileştirme" bizi mahvediyor, her anlamda.

Enis Diker dedi ki...

Çok zor. Tetiktçi, röntgenci muhafazakâr gazetelerle, internet siteleri ile bu iş çok zor..

Feride Nizamettin dedi ki...

kısa ama meramını nefis ifade etmiş bir yazı, ellerin dert görmesin..hepsi nafile çabalar gibi geliyor artık bana ama hala uğraşıyoruz yine de :(

Enis Diker dedi ki...

"Çıkmadık candan ümit kesilmez" diye hayli iyimser bir atasözü ile cevap vermek geldi içimden:)) Ama kimseyi düzeltmek bizim elimizde değil. Vicdanlı bir kulağa, uyanık bir göze denk geliriz belki biz söyleriz o dinler, o söyler biz dinleriz kim bilir, belli mi olur.