6 Mayıs 2012 Pazar

Kum, hep kum

Kum, hep kum
Çiçeklerin yapraklarında
Terliklerin içersinde, 
Kapiyi açtigimda eşikte

Karıncaların terkisinde
Gözkapaklarımda ellerimde 
Hangi rüzgar taşımakta bu kumu?


Kumdan dalgakıranlar inşaa eder
Homurtulu damperi dolu kamyonlar
Doğu, kurumuş ırmağına bir dil ararken
Suskun şadırvanların karnı guruldar

5 yorum:

N.Narda dedi ki...

ilk bölümü daha çok beğendiğimi belirterek güzel olmuş diyorum:)

Enis Diker dedi ki...

Teşekkürler Narda:)

Adsız dedi ki...

doğunun dili de gönlü de kayıp.
"çağımızın mevlanaları"na bakıyorum: ne cihanşümuller, ne de karşılarında olanın dili gönüllerinde. Kendi ızdıraplarından konuşuyorlar, düşmanlarının ızdıraplarından bile değil.
doğu dilini bulacak, olanı büyüterek değil, ufkunu büyütüp genişleterek.
muhafazakarlık mazbut değil, kaptığını götürüyor, estetiksiz, başkasız, geçmişi ihalede.
fütüvvet çeklidi, yeni solcular bile yetiştiremez oldu memleket.
aydın yok, insan yok oluyor, dağın taşın, kurdun kuşun hakkı yeraltına veriliyor.
kum soframızda, yüzümüzde, lokmamızda çıtırdıyor.
işte tam da burada:
"yeni şeyler söylemek lâzım!"
eskisiz, geçmişsiz, dilini yitimişlikten değil, karşındakinin gönlünde gölgeleneni, yeşeremeyenide ufkuna açarak!

Adsız dedi ki...

doğunun dili de gönlü de kayıp.
"çağımızın mevlanaları"na bakıyorum: ne cihanşümuller, ne de karşılarında olanın dili gönüllerinde. Kendi ızdıraplarından konuşuyorlar, düşmanlarının ızdıraplarından bile değil.
doğu dilini bulacak, olanı büyüterek değil, ufkunu büyütüp genişleterek.
muhafazakarlık mazbut değil, kaptığını götürüyor, estetiksiz, başkasız, geçmişi ihalede.
fütüvvet çeklidi, yeni solcular bile yetiştiremez oldu memleket.
aydın yok, insan yok oluyor, dağın taşın, kurdun kuşun hakkı yeraltına veriliyor.
kum soframızda, yüzümüzde, lokmamızda çıtırdıyor.
işte tam da burada:
"yeni şeyler söylemek lâzım!"
eskisiz, geçmişsiz, dilini yitimişlikten değil, karşındakinin gönlünde gölgeleneni, yeşeremeyenide ufkuna açarak!

Enis Diker dedi ki...

Güneş tepeden bakıyor bugün, yarın? Belki...

Ruhumuz seksen sonrası yedieminde. Muhafazakarlığı, geleneği bıraktık. Evdeki bakırlar verip, leğen mandal alan ev hanımları gibi. Daha işimize yarayanı, fonksiyonu olanı aldık zannettik. Solda, sağda, dinli de, dinsiz de seksen kadar muhafazakarlığı taşıdı, sonra? Dövizli borçlanmalar, gemisini kurtaran kaptanlar, her koyun kendi bacağından asılır dönemi...

Bizi bu neo-liberal havalar mahvetti:))ayarımız bozuldu.