Edep Ya Hu - Hat Muhammet Behiri
http://www.aksam.com.tr/haci-bektas-veli-ve-tasavvuf-7384y.html
"Bu isimlerin bugün bile saygı ile anılmasını sağlayan bazı ortak özellikleri vardır. En başta da güvenilirlik.."
Gölpınarlı Dede'nin Fütüvvet vurgusundaki ısrarı anlamak için Hasan Bey güzel bir hatırlatma yapıyor. Moğol istilası yüzünden, toplumsal bağları zayıflamış, kendi derdine düşmüş bir toplumda tasavvufunda tek başına yapılamayaşı, gözlerin bu dağılmış topluma kayıtsız kalamayacağı. Barış içinde, çalışan, yaşayan bir toplum inşasında güvenilirlik önemli bir ilke. Güvenilirlik neticede bir hâl, insan(/canlı) seçmeyen bir hâl. Öyle temel bir ilke ki, şunlara güvenilir olmaya gerek yok demeyi mümkün kılmıyor.
"Yetmiş iki millete" saygı, o günler dikkate alındığında, nüfus olarak sayıca bugünden hayli fazla farklı inanıştakilere yönelişin (tek sebeb bu olmasa da) pratik bazı neticeleri de var. Zihinlerdeki barış, huzur arayışı kendi çevresi ile sınırlandığında karanlık bir gölgeyi (farklı olana düşmanlığı) da içinde taşır. Bu gölgenin varlığı ise her zaman bir tehdittir. Nerde, hangi şartlarda büyür, gelişir, kime zarar verir bilinmez. Fakat yine de, "Yetmiş iki millete saygı"yı bir faydaya bağlamak yerine, onu insani bir ilke olarak koymak her zaman daha sağlıklı gibi duruyor.
İmanın akla bağlanması bugün bile zor kavranır şeylerden. İnsanın kendi iç dünyasını, çevresini dikkate almadan düzenleyebilmesi ne kadar mümkün.Ya dışarısı için güvenililir olmayanın, iç dünyasında tutarlı, dingin olabilmesi, bir kişilik inşaa edebilmesi? Ve böyle huzursuz, rahatsız bir ortamda imanın yeşerebilmesi?
4 yorum:
yazı bütünüyle çok güzel ama özellikle son paragraf ayrı güzel. ellerine sağlık
Çok teşekkürler:)
En basit şeyleri bile bir çıkmaz hâline dönüştürmekte, türümüzün üzerine yoktur herhalde. Aklı, mantığı, kalbi yalın olsa insanın, başka hiçbir şeye ihtiyacımız olmazdı herhalde.
Zoru seviyoruz herhalde:)) yorum için teşekkürler:)
Yorum Gönder