1 Kasım 2010 Pazartesi

Hakikat?

Bir olayın hakikati geçmişte bir yere göre bir hakikat. Bir fotoğraf çeker gibi, zamanda bir tespit. Durduğumuz yerden, anlatılanlardan bir eğreti, emanet bakış. Ve bizi hüküm için, bir keskin bakışa zorlayan bir bakış aynı zamanda. Söylenecekten, yapılacaktan da sorumlu olunacak bir zorlayış. Hiç bir şey yapmamanın, susmanın da bir sorumluluk olduğu bir zorlayış.

Bu zorlayışın bastığı zemin tereddütlü bir insiyatif hâli. Mükemmeli hep ileri bir zamana erteleyen.

Şaşı bir çırağın elinde; kırılıp, dökülmeden kavranmıyacak bir hakikat bu. Hem çırağı, hem de etrafını yaralıyacak bir sorumluluğun yüküyle birlikte.

tamamlanmadı

2 yorum:

beenmaya dedi ki...

baktığın yerden, baktığın zamandan, baktığın koşullardan ve hatta sadece bakışından bile değişir mi hakikat?

değişir sanki...

Enis Diker dedi ki...

Pişmanlıklar hep bir ikinci bir rafine hükmün varlığından, mümkünlüğünden değil midir?

Yorum için teşekkürler:)