Kimin elbisesi bir aşk yüzünden yırtıldıysa hırstan, ayıptan tamamiyle arındı o.
Sevin a sevdası güzel aşkımız bizim; a bütün illetlerimizin hekimi bizim. 22-23
Sevginin, aşkın eşlik ettiği bilincin yönelişi anlamaya, problem çözmeye yönelen zihne göre daha uzun ömürlü. Zihin bir mesele ile uğraşırken, onu anlamaya çalışırken ya da bir problemi çözmeye çalışırken böyle değil. Mesele anlaşıldığında, problem çözüldüğünde bilinç hemen bir başka şeye yöneliveriyor. Böyle bir yöneliş süreli. Sevgiyle, aşkla yönelme ise süreklilik arz ediyor.
*
Sevgi duygusunun
düşünceye eşlik etmesiyle korkunun eşlik etmesi farklı. Korku, yanlışlardan
sakınmaya yönelirken; sevgi iyileştiren yapıcı, düzenleyici davranışlara
yöneltir. Sevgiden adalete giden yol korkudan giden yoldan daha kısa
olmalı. Yani eyleminin gayesi sakınma olan bir motivasyonun kendi zararından
çıkıp başkasına ulaşması vakit alır Sorumluluktan anlaşılan da daha bireysel.
Öncelikle zarar görmemeye odaklı.Her iki duygunun da farklı düşünme tarzlarına
yol açtığı söylenebilir.
*
Bir başkasının
gönlünün kırık olduğunu nereden biliriz? Onun gözünden bakarak. Bu “el alem ne
der” ve “köle efendi diyalektiğinden” farklı bir öznelerarasılık. Gönül alma,
iyileştirme ve düzeltme ediminin ön planda olduğu bir edim. “Gönül alıcılık”
ayrı bir düşünce tarzının, uyanıklığın, tecrübenin işi. Sevginin, sakınmadan ön
planda olduğu bir bakıştır. Gönül almaya niyet bir yönelişi ister. Bilincin bu
görüşe açık olması gerekir. Bu ayrım seçici bir yöneliş. Karar verme edimleri,
seçicilikte fark ediyor. Düşünme tarzını etkilemesi öncelikleri değiştiriyor.
Burada bizi bir soru bekliyor : "Gönül alıcılık" nedir? Davranış tarzı? Hassasiyet? Bir beceri? Bakış açısı? ..... Cevabı henüz olmasa da şunu söylemek mümkün sanırım, başkasına açıklık, dışa açıklık diye tanımlanacak bir şeyler var.Ek olarak bir tercih olduğu söylenebilir, niye herkeste olamadığını da düşünerek.Bazı insanlar niye bunu tercih eder? Yine bir özgür seçim olduğu eklenebilir.Getirisinin muğlak olduğu ve çoğu zaman vakit ve nakit kaybettirdiği. Peki duygudaşlık, kendini sorumlu hissetme?
Burada bizi bir soru bekliyor : "Gönül alıcılık" nedir? Davranış tarzı? Hassasiyet? Bir beceri? Bakış açısı? ..... Cevabı henüz olmasa da şunu söylemek mümkün sanırım, başkasına açıklık, dışa açıklık diye tanımlanacak bir şeyler var.Ek olarak bir tercih olduğu söylenebilir, niye herkeste olamadığını da düşünerek.Bazı insanlar niye bunu tercih eder? Yine bir özgür seçim olduğu eklenebilir.Getirisinin muğlak olduğu ve çoğu zaman vakit ve nakit kaybettirdiği. Peki duygudaşlık, kendini sorumlu hissetme?
Hal deyip geçmek de mümkün. Ama o zamanda hali açıklama problemi var.
*
Hesaplar planlar
içinde insanın bu hay huydan çıkıp kendini dinlemesi olayları gerekliliklerin,
görünürlüğünün dışında iyilik ve kötülükleri için değerlendirmesi zor. İşte
ibadete illa bir işlevsellik verilecekse bu olabilir. Nefes alıp başka açıdan
değerlendirmeyi., hırstan planlardan soyunmayı. Bu sayede tekil olaylar ve
olgular tekrar organize edilirken mutlak olana yönelme ile yaşam dünyası
üzerinden kendimizi tekrar kurarak öncelikleri yeniden sıralama. Fakat bu hâlâ
bir mesafeli ilişki gibi durmakta. Kant'ın güzelin ve yücenin tecrübesi için
söylediklerine tekrar bakalım. Sevgi ve aşkı bunlar üzerinden yeniden düşünmek
mümkün gibi geliyor. Sonuçta aşk ve sevgi güzel ile yüceden doğmaz mı?:
Kavramların dışına çıkmak ve ereksiz bir ereklilikle güzeli bütünülüğü içinde
kavramak/sezmek. İşte bu. yakınlığın azalmasnı sağlayabilir.- Güzelin tecrübesi
ile. estetik beğenide olduğu gibi kavramların dışına çıkılıyor. Kant'ın şeması
üzerinden gidersek ....,güzelin tecrübesi niye önemli 1 Davranışları inceltiyor
2. Mutlakı kavramada yakınlaştırıcı bir rol oynuyor
6 yorum:
Kalemine saglik
Teşekkürler :)
selamlar sitenize ilk defa denk geldim takibe aldım sizi karşılıklı ziyaretler yapabiliriz artık ^_^
Hoşgeldiniz, teşekkürler
Paylaşımlarınızı severek takip etmeye çalışıyorum demek isterdim ama bayadır paylaşım yapmamışsınız herhalde... Daha nice paylaşımlarınız olur inşaallah...Sıkılmadan dirayetle :)...Selam ve Dua ile...
Selam ziyareti :)
Teşekkürler Furkan Bey. Blog bir müddettir Mesnevî okumalarına dönüştü. Yeni bir şey söylemek, en azından benim için vakit alıyor. Dikkatli ve yavaş okumak gerekiyor. Diğer yandan iş ve felsefe okumaları var. O yüzden yavaş ilerliyor. Pek okunan bir blog olmasa da vakit buldukça okumaya ve yazmaya devam etmeye çalışacağım.
Yorum Gönder