Anayasa tartışmalarının pek içinde olmadık, pek de takip etmedik.
Tarih derslerinden aklımızda kaldığı kadarıyla, anayasa yapma hep bir ideal olmuş. Meşrutiyetin ilanı, anayasanın kabulü ile herşeyin çözüleceğine, kötü gidişin tersine çevrileceğine inanırlarmış insanlar.
Yaşanan sorunların ne kadarının anayasa ile düzeleceği konusunda tereddütlerimiz var. Sorunların bazılarının tarafgirlik, insiyatif alamamadan kaynaklandığını düşünüyoruz. Dünyanın en iyi anayasası yapılsa dahi işin içine tarafgirlik, insiyatif alamama girdiğinde bir fayda elde edilmez gibi geliyor.
Nerdeyse tamamı değişmiş bir anayasanın kapağında 1981 yazması rahatsız edici ise değiştirelim. Birikmiş sorunları çözme insiyatifini ele alma yerine, onları anayasaya havale etme, anayasa sorunu olarak gösterip erteleme sorunları biriktirmekten başka bir şey değil. Sorunları zamana yayıp, yumuşak geçişlerle kırıp dökmekden, herkesi ikna ederek, orta yol bularak çözmek iyi bir çözüm yolu olabilir. Burda zaman kazanmak için, insanları oyalamak için, bir havuç olarak anayasa kullanılıyorsa bu başka hayal kırıklıklarına, güvensizliklere yol açar.
Uygulama, yöneticilerin zihin yapısı, amirlerin ve üst kademelerin beyanları bir çok sorunun insani bir şekilde çözülmesine yardımcı olabilir. Mesela birçok defa sorun yaratan yüzde on barajı için, toptan değişiklik beklenmeden, daha evvelki anayasa değişikliklerinde karar alınabilirdi. Gene 1 Mayıs'ta Şişli Etfal'in içine gaz bombası atılmasına gidilmeden, 1 Mayıs'ın statüsü idari kararlarla düzeltilebilirdi. Muhalif herkese haşere muamelesi yapılması bir genelge ile önlenebilirdi. Bunlar için anayasa değişikliğine ihtiyaç yok, zihniyet değişikliğine ihtiyaç var.
Yeni bir anayasa daha örgütlü, daha demokratik olacaksa bu hangi maddelerde ne gibi değişikliklerle olacak? Uygulamada verilen haklar gerçekten güvence altına alınacak mı? İdare bu kadar özgürlüğe hazır mı? Zamanla göreceğiz. Maddelerdeki somut değişiklikleri görmeden bu konuda şimdiden konuşmak ve hatta yeni bir anayasa ihtiyacından bahsetmek, en azından bizim için, pek inandırıcı olmayacak. Yazılı kararlardan ziyade; insanî bakabilme, insanî yorum yapabilme, yasa karşısında ayak sürmeme, karşındakini düşman görmeme, tarafgirlik yapmamak yani kısaca uygulama bizim için önemli olacak, ki daha çok onu takip edeceğiz.
10 yorum:
Anayasa yasaların beyidir
Beye saygımız var, sözleri dinlenen beye aferin diyelim :)
Nahit Bey'i mi kastettiniz?
Nahit Bey kurul başkanı olursa ona güveniriz :)) Aristokrattır ama marabasını düşünür, ondan umutluyuz:)
Nahit Bey sizden helallık almış anlaşılan:)
Aile terbiyesi almış çocuk, ondan güveniyoruz, annesini-babasını tanırız :))
Anayasamız mutlaka değişmeli, ama uygulamak için değişmeli.Özellikle hukuk alanında çok fazla eksiğimiz var; "vatandaş" kavramını mikroplu bir nesne gibi gören zihniyetin yıkılması adına...Anlatamadım ama aramızda arifler vardır :)
Biliyorum çoğunluk böyle düşünüyor:)) Biz kuşkumuzu belirtip köşeye çekilelim. Bir referandum yaşadık ve pek bir şey değişmedi. Sadece bazı güç dengeleri birilerinin elinden öbürlerinin eline geçti. Vatandaş gene aynı vatandaş. Anayasalara geriğinden fazla anlam yüklendiğini düşünüyoruz. Mesela İngiltere'nin bir anayasası yoktur, oturmuş gelenekleri vardır. Oturmuş gelenek ise aktarılabilen ve kimse tarafından suistimal edilmeyen bir yapı demektir.
Evet ama sizce yazılı olmayan kurallara uyar mı bizim millet? Ben hiç sanmıyorum artık. Benzer şüpheler bende de var. Güçlü bir değişim gerek;adil,eşit,insani kurallar ; uygulanacak, ek yeri olmayacak yasalar...Zor ama gerekli, olmak zorunda.
Evet biz yazıya alıştık öyle gidecek. Ama söze hasimlikta dahi güvenecek insanlarla bu is yürür gibi geliyor. Söze ve onu söyleyen insana inacimizi kaybettiysek yazılı olan hepimiz için değil bir taraf için yorumlanacak güç alanı oluyorsa iş bir bilek güreşi olur, çıkar. Biz bu manada bir insanlık projesi göremediğimizden karamsariz
Yorum Gönder